Umut Dolu Adımlar

Kağan’ı diğer yarısıyla, annesinin preeklemsi nedeniyle erken doğum tehditi tanılı yatışından itibaren birkaç haftadır hazır bir şekilde bekliyorduk. Nitekim ekip olarak her birimizin ümidi; en konforlu ve en sağlıklı oldukları ilk evlerinde, yani annelerinin karnında bir süre daha kalıp dünyaya geliş serüvenlerini biraz olsun ertelemeleriydi. 7 Ekim günü geldiğinde ise acil doğum kararı alınmış, onlar için bambaşka bir mücadele başlamıştı; hayata tutunabilmek. Bu acil doğum çağrısının asıl nedeni şuydu; Kağan diğer yarısını, ikiz kardeşini henüz mücadeleye başlayamadan, ilk evlerinde kaybetmişti. İki kalp atışıyla yaşamaya alıştığı evinden, kardeşini sevgiyle uğurlayarak, minik bedeniyle geçeceği zorlu yollardan habersiz ayrıldı. Bir şekilde etkilenmiş olduğu o günün henüz akşamında Kranial kanaması onu zorlamaya başlamıştı bile. Solunum destekleri, transfüzyonlar, ilaç takviyeleri ile Yenidoğan Yoğun Bakım ekibi elinden geleni yaparken bir yandan da annesi ve babası kaybettikleri diğer evlatlarının Kağan’ı koruyacağını, ona tıpkı ortak paylaştıkları zamandaki gibi destek olacağını bilip, tek evlatlarına tutundular. Her zaman pozitifi ummaya, Kağan için ellerinden geleni yapmaya hazırlardı. En güzeli de buydu ya, içeride geçirdiği zamanın kısa olması ve diğer şartlar ne kadar aleyhine olsa da Kağan ailesinin, yenidoğan yoğun bakım doktor ve hemşirelerine “Zor olacak lakin mutlu son olacak”. Ümitlerini boşa çıkarmamıştı. Süregelen entübasyon sürecinden ayrıldıktan sonra çevresine “İyileşiyorum, artık hep iyi olacağım” gülüşleri atmaya başlamıştı bile. Annesiyle buluştuğu ilk kanguru bakımında, babasının elleriyle ona ilk dokunuşunda gözlerini açıp tıpkı dünyaya yeniden gelmiş gibi bakıyor, hepimizi o güçlü varlığıyla kendisine daha çok hayran bırakıyordu. 17 Kasım Prematüreler günü etkinliğine anne ve babası da davet edilmişti. O sıralarda Kağan diğer prematüre mezun arkadaşlarının bir zamanlar geçtiği yollardan geçiyor, kuvözünde büyümeye devam ediyordu. O gün annesi ve babası her anlatılan hikayede, gördükleri her geçmişte prematüre tanısı almış ve sağlıkla ailelerine kavuşmuş bebekte bir parça buluyor, gözyaşlarını tutamıyordu. Hiçbirimizin unutamayacağı o cümlede o gün döküldü ağızlarından, “Seneye benim de oğlum yanımda olacak, biz de sizlerle kutlayacağız bugünü”.

Kağan günden güne tedavilerine yanıt veriyor, sağlıklı kilo alıyor, solunum desteklerinden bazen bir adım geri bazen bir adım ileri de olsa bir bir ayrılıyordu, üstelik Kranial Kanama bulguları da yavaş yavaş geriliyordu. Derken tedavi gerektiren başka bir sorun daha belirginleşmişti. Oksijenlenmesine ne kadar dikkat edilse, kontrolleri ne kadar yakından takip edilse de prematürelerde görülme oranı yüksek olan ROP tanısı Kağan’ı da bir yerlerden duymuş, gelip onu da ileri tedavi gerektiren bir sürece dahil etmişti.

Bunca çabadan, emekten, mücadeleden geçen o küçük bedenin hikayesinin sonunu hepimiz merak ediyoruz değil mi? Şimdilerde Kağan hala küçük bir birey, fakat büyük bir zaferi var; hayatını tam şifa ile idame ettiriyor olmak. Kranial Kanaması tamamıyla absorbe olmuş, göz tedavisi başarıyla sonlanmış, anne ve babasına kavuşmuş bir prematüre kendisi ve hala videolarında, bizleri yaptığı ziyaretlerde gülücükler saçıp başında beklediğimiz her gündüz ve gecenin karşılığını veriyor.

Eminiz ki diğer yarısı da hala yanı başında. Kardeşine yol arkadaşlığı ettiğin için teşekkür ederiz Alphan, Kağan ikinizin yerine de bu yolu tüm gücüyle yürüdü ve mutlu sona ulaştı. Annesine ve babasına en önemlisi hayata dört elle sarılıyor.

Hazırlayan:

Emine Ezgi Sayman

Acıbadem Fulya Hastanesi

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Ekip Lideri

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.