Baby SPA ve masaj teknikleri, son yıllarda yenidoğan ve süt çocuklarının sağlıklı büyüme ve gelişimini desteklemek amacıyla giderek daha fazla tercih edilen tamamlayıcı bakım uygulamaları arasında yer almaktadır. Özellikle yaşamın ilk aylarında bebeklerin motor gelişim, duyusal bütünleme, bağışıklık fonksiyonları ve ebeveyn ile bağlanma süreçleri açısından kritik bir dönem yaşanmakta, bu süreçte uygulanan masaj ve su terapileri hem fizyolojik hem de psikososyal gelişimi destekleyici nitelikler taşımaktadır (1). Literatürde baby SPA uygulamalarının büyüme ve gelişim parametrelerinde anlamlı iyileşmelere yol açtığı, motor becerilerin daha hızlı gelişmesine katkı sağladığı ve ebeveyn-bebek ilişkisinde güven duygusunu artırdığı ortaya konulmaktadır (2). Bu nedenle, hemşirelik mesleği açısından da bebek masajı ve SPA uygulamalarının önemli bir tamamlayıcı girişim alanı olduğu kabul edilmekte, hem klinik hem de toplum sağlığı düzeyinde uygulanabilirliği tartışılmaktadır (3).
Hemşireler, özellikle yenidoğan ve çocuk sağlığı alanında, kanıta dayalı bakım sunma sorumluluğunu üstlenmektedir. Baby SPA ve masaj tekniklerinin hemşirelik pratiğine entegre edilmesi, yalnızca bebeklerin büyüme parametrelerini değil, aynı zamanda psikososyal iyilik hâlini de güçlendirmektedir. Yapılan çalışmalarda, bebek masajının hiperbilirubinemi yaşayan yenidoğanlarda bilirubin düzeylerini düşürdüğü ve yeniden hastaneye yatış oranlarını azaltma potansiyeli taşıdığı bildirilmiştir (2). Bu bulgu, neonatal hemşireliğin temel hedeflerinden biri olan komplikasyonların önlenmesi ve iyileştirilmesi açısından önemli bir kanıt sunmaktadır. Hemşirelerin ebeveynlere bu teknikleri öğretebilmesi, yalnızca klinik ortamda değil evde bakımın kalitesini de artırmaktadır. Özellikle anne sütüyle beslenen bebeklerde masaj uygulamalarının sindirim sistemi üzerinde olumlu etkiler yaratarak kolik ve gaz sancılarının azaltılmasına katkı sağladığı, böylece ebeveynlerin kaygı düzeylerini azalttığı ve ebeveynlik öz yeterliliğini güçlendirdiği belirtilmektedir (4).
Baby SPA uygulamaları yalnızca masaj tekniklerinden ibaret olmayıp, aynı zamanda hidroterapi ve su içinde yapılan hareketleri de kapsamaktadır. Hidroterapi, bebeğin suyun kaldırma kuvveti sayesinde kaslarını zorlamadan hareket etmesine olanak tanımakta, bu durum motor gelişim açısından kritik öneme sahip olmaktadır. Yapılan bir çalışmada baby SPA uygulamalarının 3–6 aylık bebeklerde büyüme ve gelişim üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisi olduğu gösterilmiştir (1). Hemşirelik bağlamında bu sonuç, gelişimsel izlemde baby SPA’nın bir tamamlayıcı yöntem olarak kullanılabileceğini ortaya koymaktadır. Özellikle gelişimsel geriliği olan ya da prematüre doğmuş bebeklerde bu uygulamaların etkili olabileceği, hemşirelerin bu bebeklerde rehabilite edici bakımda aktif rol alabileceğini göstermektedir. Ayrıca hidroterapinin sinir sistemi üzerindeki rahatlatıcı etkisi sayesinde bebeklerin uyku düzenlerinin olumlu etkilendiği ve stres düzeylerinin azaldığı da bildirilmektedir (5). Bu sonuç, hemşirelerin bebeklerde uyku hijyenini destekleme stratejileri arasında baby SPA uygulamalarını da değerlendirebileceğini göstermektedir.
Masaj tekniklerinin hemşirelik açısından önemini vurgulayan çalışmalarda, bu uygulamaların yalnızca fiziksel büyümeyi desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda anne-bebek bağlanmasını güçlendirdiği ve annenin ebeveynlik özgüvenini artırdığı ortaya konulmaktadır (7). Özellikle doğum sonrası depresyon riski taşıyan annelerde, bebek masajı eğitimlerinin annenin psikososyal sağlığına olumlu katkı sağladığı, hemşirelerin bu tür girişimleri destekleyerek anne sağlığını da koruyabildiği vurgulanmaktadır. Bu yönüyle bebek masajı, hem anne hem de bebek için çift yönlü bir fayda sağlamaktadır. Nitekim randomize kontrollü bir çalışmada, bebek masajı uygulanan grupta annelerin özgüven düzeylerinin arttığı ve anne-bebek bağlanmasının daha güçlü olduğu rapor edilmiştir (7). Bu bulgular, hemşirelik uygulamalarının yalnızca bebek sağlığına odaklanmadığını, aynı zamanda aile sağlığını bütüncül olarak ele aldığını göstermektedir.
Prematüre bebeklerde masaj uygulamaları, özellikle neonatal yoğun bakım ünitelerinde (YBÜ) önemli bir non-farmakolojik destek yöntemi olarak değerlendirilmektedir. YBÜ’deki bebeklerde sıklıkla karşılaşılan düşük doğum ağırlığı, yetersiz kilo alımı ve gelişimsel gecikmeler, hemşireler tarafından günlük bakımda yakından izlenmektedir. Bu bağlamda yapılan bir çalışmada, taburcu edilen prematüre bebeklerde uygulanan masajın kilo alımını desteklediği, ebeveyn stresini azalttığı ve ebeveyn-çocuk bağını güçlendirdiği gösterilmiştir (8). Bu bulgu, hemşirelerin prematüre bakımında masaj tekniklerini bir eğitim aracı olarak kullanabileceğini, aileyi bu konuda destekleyerek bakım kalitesini artırabileceğini göstermektedir. Ayrıca düşük doğum ağırlıklı bebeklerde düzenli masaj uygulamalarının kilo alımına anlamlı katkı sağladığı farklı çalışmalarla da kanıtlanmıştır (5). Bu noktada hemşirelerin, ebeveynlere doğru masaj tekniklerini öğreterek uygulamaları ev ortamında sürdürmelerini sağlamaları kritik bir profesyonel sorumluluk olarak değerlendirilmektedir.
Masaj uygulamalarının yalnızca büyüme parametreleri üzerindeki etkileri değil, aynı zamanda bebeklerin psikososyal gelişimi üzerindeki katkıları da dikkate değerdir. Sistematik derlemelerde, masajın bebeklerde sosyal gülümseme, göz teması ve ebeveyn ile etkileşim gibi davranışsal çıktıları güçlendirdiği rapor edilmektedir (9). Hemşireler bu bağlamda yalnızca fiziksel sağlık çıktılarıyla değil, aynı zamanda bebeklerin erken dönem sosyal gelişimleriyle de ilgilenmektedir. Özellikle toplumsal sağlık hemşireliği uygulamalarında, ebeveyn eğitim programları aracılığıyla bebek masajı kurslarının yaygınlaştırılması önerilmektedir. Bu programlar, ebeveynlerin bebekleriyle daha sağlıklı ilişkiler kurmalarını sağlamakta, aynı zamanda aile içi iletişimi güçlendirmektedir. Böylece hemşireler, toplum temelli bakımın bir parçası olarak ebeveynlere destek sağlamakta ve sağlıklı çocuk gelişimini teşvik etmektedir.
Baby SPA uygulamaları kapsamında değerlendirilen hidroterapi ve taktil-kinestetik uyarım tekniklerinin de bebeklerde kilo alımı ve motor gelişim üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada hidroterapi ve masaj kombinasyonunun prematüre bebeklerde kilo artışına katkı sağladığı bulunmuştur (10). Bu sonuç, hemşirelerin YBÜ’de kullandıkları gelişimsel bakım yaklaşımlarıyla doğrudan ilişkilidir. Özellikle minimal invaziv yöntemlerle bebeklerin gelişimini destekleme çabasında olan hemşireler için baby SPA uygulamaları, bilimsel temelli bir seçenek oluşturmaktadır. Ayrıca formal yüzme aktiviteleri ve su bazlı egzersizlerin 36 ay altı bebeklerde motor ve duyusal gelişimi desteklediği yönünde kanıtlar bulunmaktadır (11). Bu bulgular, hemşirelerin büyüme ve gelişim izlemlerinde su bazlı terapileri de dikkate alabileceklerini göstermektedir.
Bebek masajı ve SPA uygulamalarının hemşirelik mesleğiyle ilişkili bir diğer yönü ise, bu uygulamaların hemşirelik bakım standartlarında tamamlayıcı ve bütüncül yaklaşımı desteklemesidir. Türk Hemşireler Derneği tarafından yayımlanan Hemşirelik Uygulamaları Kılavuzu’nda, hemşirelerin yalnızca medikal bakım değil, aynı zamanda psikososyal ve gelişimsel destek sağlamalarının önemine işaret edilmektedir (12). Bu kapsamda baby SPA ve masaj teknikleri, hemşirelik bakımının bütüncül doğasına uygun olarak değerlendirilmekte ve anne-bebek sağlığını koruyucu ve geliştirici bir girişim olarak kabul edilmektedir. Hemşirelerin bu tür uygulamalarda aktif rol alabilmesi için eğitim müfredatlarında bebek masajı ve tamamlayıcı terapilere yönelik içeriklerin yer alması önerilmektedir. Ayrıca hemşirelik hizmetlerinde görev yapan sağlık profesyonellerinin ailelere bu tür uygulamaları öğretebilmesi, bakımın sürdürülebilirliğini ve kalitesini artırmaktadır.
Bebek masajı ve SPA uygulamalarının hemşirelik bakımında dikkate değer bir diğer katkısı, non-farmakolojik ağrı yönetimi alanında kendini göstermektedir. Yenidoğan ve süt çocuklarında tıbbi işlemler sırasında ağrı ve huzursuzluk sık rastlanan bir durumdur. Kan alma, enjeksiyon, topuk kanı alma gibi invaziv işlemler sırasında masajın bebeklerin ağrı skorlarını düşürdüğü ve ağlama sürelerini anlamlı biçimde azalttığı gösterilmiştir (6). Hemşireler bu gibi rutin işlemleri uygulayan sağlık profesyonelleri olduğundan, masaj tekniklerini hem hazırlık sürecinde hem de işlem sırasında tamamlayıcı bir girişim olarak değerlendirebilmektedir. Bu yaklaşım, hemşirelerin hasta konforunu artırıcı rolünü güçlendirmekte, ebeveynlerin de sağlık personeline olan güvenini pekiştirmektedir. Özellikle aile merkezli bakım anlayışının benimsendiği günümüzde, bebek masajı ve SPA uygulamaları, hemşirelerin aile ile iş birliğini geliştiren etkili araçlardan biri olarak görülmektedir.
Bebek SPA’sının kapsadığı hidroterapi uygulamaları da hemşirelik açısından özel bir yere sahiptir. Bebeklerin suda hareket etmeleri, hem kas iskelet sisteminin güçlenmesini hem de sinir sisteminin uyarılmasını sağlamaktadır. Bu tür uygulamalar sırasında hemşirelerin bebeklerin güvenliğini sağlama, su sıcaklığını ve hijyen koşullarını kontrol etme, ebeveynlere rehberlik etme gibi kritik sorumlulukları bulunmaktadır (10). Çalışmalarda hidroterapinin prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde kilo alımını desteklediği, uyku sürelerini uzattığı ve genel huzursuzluk düzeylerini azalttığı kanıtlanmıştır (10). Ayrıca, bu tür uygulamaların ebeveynlerin bakım sürecine aktif katılımını sağladığı, ebeveynlerin hemşirelerden öğrendikleri tekniklerle evde bakım becerilerini geliştirdikleri görülmektedir. Bu bağlamda hemşireler yalnızca bakım uygulayıcısı değil, aynı zamanda eğitimci ve danışman rolünü de üstlenmektedir.
Bebek masajı ve SPA tekniklerinin etkileri yalnızca kısa vadeli gelişimsel çıktılarla sınırlı kalmamaktadır. Sistematik derlemelerde, bu tür uygulamaların uzun vadeli gelişimsel avantajlar sağladığı, özellikle sosyal, motor ve bilişsel gelişim üzerinde kalıcı etkiler bıraktığı belirtilmektedir (9). Bu sonuç, çocuk sağlığı hemşireliğinde erken dönemde yapılan küçük müdahalelerin bile yaşam boyu sağlık ve gelişim çıktıları üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Hemşirelerin bu tür kanıta dayalı uygulamaları benimsemeleri, mesleğin bütüncül ve önleyici sağlık yaklaşımına katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, ebeveynlere sağlanan eğitimler aracılığıyla ailelerin sağlık okuryazarlığı düzeylerinin arttığı, ebeveynlerin bebek sağlığına yönelik daha bilinçli kararlar alabildikleri rapor edilmektedir (8).
Baby SPA uygulamaları aynı zamanda ebeveynlerin psikososyal iyilik hâlini de güçlendirmektedir. Annelerin doğum sonrası dönemde yaşadığı kaygı, yorgunluk ve postpartum depresyon risklerinin, bebek masajı gibi temas temelli uygulamalar sayesinde azaldığı bildirilmektedir (7). Masajın annenin bebekle daha derin bir bağ kurmasına aracılık ettiği, annelik rolünü daha güvenle benimsemesine yardımcı olduğu görülmektedir. Bu noktada hemşireler yalnızca bebeklerin değil, annelerin psikososyal sağlığını da desteklemektedir. Bu bulgu, hemşireliğin aile merkezli ve bütüncül sağlık anlayışına uygunluk göstermektedir. Ayrıca babaların da masaj uygulamalarına dâhil edilmesiyle aile içi bağların güçlendiği, ebeveynlik rollerinin daha dengeli dağıldığı ifade edilmektedir. Bu tür aile katılımı, hemşirelerin ebeveynlere rehberlik ederek aile içi iş birliğini artırmasına katkı sağlamaktadır.
Baby SPA ve masaj uygulamalarının farklı kültürel bağlamlarda da benimsendiği görülmektedir. Özellikle Asya ülkelerinde geleneksel olarak yaygın olan bebek masajı uygulamaları, modern hemşirelik bakımında da yerini almaktadır. Randomize kontrollü çalışmalarda, Asya kültürlerinde annelerin bebek masajını düzenli uygulamalarının, bebeklerin uyku düzenini iyileştirdiği, kilo alımını hızlandırdığı ve anne stresini azalttığı gösterilmiştir (2). Avrupa’da ve Amerika’da ise bebek masajı daha çok ebeveyn eğitim programları aracılığıyla yaygınlaşmaktadır (9). Türkiye’de ise bu alandaki çalışmalar son yıllarda artış göstermekte, hemşirelik araştırmalarında bebek masajı uygulamalarının anneler ve bebekler üzerindeki etkileri giderek daha fazla incelenmektedir (12). Bu bağlamda Türk Hemşireler Derneği’nin hemşirelik uygulamalarında bütüncül yaklaşımı vurgulaması, baby SPA ve masaj uygulamalarının profesyonel hemşirelik bakımına entegre edilmesini desteklemektedir (12).
Hemşirelikte kanıta dayalı uygulamalar kapsamında bebek masajı ve SPA tekniklerinin daha geniş yer bulabilmesi için mesleki eğitimlerde bu içeriklerin öğretilmesi önem arz etmektedir. Hemşirelik öğrencilerinin bebek masajı uygulamaları konusunda hem teorik hem de uygulamalı eğitim almaları, mezuniyet sonrası profesyonel rollerinde bu uygulamaları ailelere öğretebilmelerine imkân tanıyacaktır. Literatürde, hemşirelerin ebeveynlere bebek masajını öğretmeleri sonucunda ebeveynlerin bakım sürecine katılımının arttığı, annelerin özgüven kazandığı ve bebeklerin büyüme-gelişme çıktılarının iyileştiği rapor edilmektedir (7). Bu bağlamda hemşirelik mesleği yalnızca klinik tedavi süreçlerini değil, aynı zamanda sağlığı koruyucu ve geliştirici tamamlayıcı girişimleri de kapsamaktadır.
Bebek masajı uygulamalarının bir diğer önemli çıktısı da immün sistem üzerindeki etkileridir. Literatürde masajın kortizol düzeylerini düşürdüğü, böylece stres yanıtını azaltarak bağışıklık sisteminin işlevlerini desteklediği belirtilmektedir (3). Bu sonuç, özellikle enfeksiyonlara yatkın olan prematüre bebeklerde klinik açıdan kritik bir katkı sunmaktadır. Hemşireler bu bağlamda, bebek masajını yalnızca gelişimsel destek aracı olarak değil, aynı zamanda bağışıklık fonksiyonlarını destekleyen bir bakım girişimi olarak da değerlendirebilmektedir. Özellikle neonatal yoğun bakım ünitelerinde görev yapan hemşirelerin bu tür kanıta dayalı uygulamaları bakım süreçlerine entegre etmesi, komplikasyonların azaltılmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Baby SPA uygulamalarının sağlık sistemine yansıyan dolaylı katkıları da bulunmaktadır. Yapılan araştırmalarda bebek masajı ve SPA uygulamalarının, yeniden hastaneye yatış oranlarını azalttığı, ebeveynlerin sağlık sistemine başvuru sıklığını düşürdüğü ve bakım maliyetlerini azalttığı bildirilmektedir (2). Bu tür bulgular, hemşirelik hizmetlerinin yalnızca bireysel hasta bakımında değil, aynı zamanda sağlık sisteminin sürdürülebilirliği açısından da kritik katkılar sunduğunu göstermektedir. Özellikle önleyici sağlık hizmetleri kapsamında baby SPA uygulamaları, hemşirelerin sahada ailelere sunduğu eğitim ve danışmanlık faaliyetleri aracılığıyla maliyet etkin bir strateji olarak değerlendirilmektedir.
KAYNAKÇA
- Wayan NNW, F. The impact of baby spa on the growth and development of infants aged 3-6 months at Puskesmas I Denpasar Selatan. Int J Res Med Sci. 2018;6(8):2601–5.
- Intanai N, Daramas T, Patoomwan A. Effects of Mothers’ Infant Massage on Bilirubin Levels and Re-hospitalization for Hyperbilirubinemia: A Quasi-experimental Study. PRIJNR. 2024;28(3):676–88.
- Rakhmawati W, et al. Potential of Massage Therapy for Improved Growth and Development among infants under nine months: A systematic scoping review. 2024.
- Khairun Nisa H. The Effect of Giving Complementary Therapy Baby Solus Per Aqua (Spa) on Motor Skills in Improving Growth and Development. Int J ObGyn Health Sci. 2024;3(1):1-4.
- Lestari KP, et al. The Effectiveness of Baby Massage in Increasing Infant’s Body Weight. 2022.
- Chen SC, et al. Pediatric massage therapy in infants and children under 5: systematic review. 2024.
- Erçelik ZE, Bal Yılmaz H. Effectiveness of infant massage on babies’ growth, mother–baby attachment and mothers’ self-confidence: A randomized controlled trial. Infant Behav Dev. 2023;73:101897. doi:10.1016/j.infbeh.2023.101897.
- Hwu L-J, Tzeng Y-L, Teng Y-K, Liu S-J. Effects of massage intervention on discharged premature infants’ weight, parental stress, and parent–child attachment: A randomized controlled trial. Infant Behav Dev. 2023;72:101867. doi:10.1016/j.infbeh.2023.101867.
- Mrljak R, Danielsson AA, Hedov G, Garmy P. Effects of infant massage: A systematic review. Int J Environ Res Public Health. 2022;19(11):6378. doi:10.3390/ijerph19116378.
- Dos Anjos FR, Nakato AM, Hembecker PK, Nohama P, Sarquis ALF. Effects of hydrotherapy and tactile-kinesthetic stimulation on weight gain of preterm infants admitted in the Neonatal Intensive Care Unit. J Pediatr (Rio J). 2022;98(2):155-160. doi:10.1016/j.jped.2021.04.011.
- Santos C, Burnay C, Button C, Cordovil R. Effects of exposure to formal aquatic activities on babies younger than 36 months: A systematic review. Int J Environ Res Public Health. 2023;20(8):5610. doi:10.3390/ijerph20085610.
- Türk Hemşireler Derneği. Hemşirelik Uygulamaları Kılavuzu. Ankara: Türk Hemşireler Derneği; 2022.
Hazırlayan: Nuriye Özlem Taşkoparan
Kadın Doğum Hemşiresi
Acıbadem Kayseri Hastanesi


