Koroner Arter Bypass Greft (Cabg) Geçiren Hastalarda Postoperatif Ağrı Yönetimi

Dünyadaki başlıca ölüm nedenleri arasında Kardiyovasküler hastalıkların geldiği kabul edilmektedir (1,2). Koroner arter bypass greftinin farmakolojik tedaviye yanıt alınamayan hastalarda etkili bir tedavi yöntemi olduğu bilinmektedir (3). Koroner arter bypass greft (CABG) cerrahisi, vücudun belli başlı bölgelerinden alınan damarların koroner artere greft yapılarak, tıkalı olan damarın miyokard perfüzyonunun sağlanmasıdır. Cerrahinin amacı; damarların tıkalı olmasına bağlı anginal ağrıyı ortadan kaldırmak, hastanın yaşam kalitesini arttırmak ve yaşam süresini uzatmaktır (4).

CABG ameliyatı temel yaşamsal fonksiyonlarını doğrudan etkilediği için hastaların tüm alanda uyumları bozulmaktadır (5,6).  Bu nedenle cerrahi sonrası bireylerin yaşadıkları değişime uyum sağlayıp günlük hayata dönmeleri zaman almakta ve bu durum yaşam kalitelerini olumsuz etkilemektedir (7,8,9). CABG cerrahisi geçiren hastalarda etkisiz rol performansı, anne-baba-eş rolünü yerine getirememe gibi rol fonksiyon alanında tanımlanan rollerde sorun yaşayabilmektedirler (5).

Roy Uyum Modeli’nin kullanımına göre Roy’un belirlediği uyum alanlarından fizyolojik alanda, hastaların cerrahi sonrası uyumlarının en üst düzeyde olabilmesi için tedavi ve bakımlarının sorumluluğunu almalarının önemli olduğu vurgulanmıştır (5). Roy uyum modeli kullanarak CABG hastaları ile yapılan bir çalışmada, hastaların uyum davranışları ve iyileşme algısına bakılmış ve rol fonksiyon alanı ile iyileşme algısı arasında anlamlı ilişki olduğu gösterilmiştir (10). Bypass ameliyatı sonrası hastalarda uyumun artması, aktif yaşamlarına tekrar dönebilmelerini, yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmelerini, fiziksel, mental ve sosyal yönden yaşamlarına devam etmelerini sağlamada önemli bir faktör olarak görülmektedir (6,9).

Roy uyum modelindeki uyum alanları ile hemşireler hastaların evdeki uyum sürecindeki gereksinimlerinin öncelik sıralamasını, komplikasyonların önlenmesine yönelik hemşirelik girişimlerinin planlanmasını ve hasta gereksinimlerinin tekrar göz geçirilmesini daha kolay yapılabilmektedir (6,9).

CABG’de genel olarak orta sternotomi uygulanmaktadır. Sternumun açılmasıyla hastanın yumuşak doku ve sinirleri büyük hasara uğramaktadır. Bu durum hastada operasyon sonrası fizyolojik problemlerden olan ağrı oluşmasına neden olmaktadır (5,11).

Ağrı vücudun belirli bir bölgesinde ortaya çıkan kişinin kendi deneyimlerine göre şiddeti değişkenlik gösteren subjektif bir durumdur (12). Başarılı kardiyovasküler cerrahi tekniklerine rağmen postoperatif ağrı hastalarda görülen en yaygın komplikasyondur. Araştırma sonuçlarına göre, kalp ameliyatı geçiren hastaların %33-75’i orta ile şiddetli ağrı deneyimlemektedir (1). Ağrıyı etkileyen faktörler arasında ameliyatın süresi, insizyon bölgesi, ameliyatta meydana gelen travmanın derecesi, ameliyatta ve sonrasında uygulanan anestezi yöntemi ve ameliyat sonrası uygulanan bakım bulunmaktadır (13). Cerrahi sonrası öksürme, hareket etme, göğüs tüpünün çekilmesi, pansuman değişimi ağrıyı arttıran faktörler arasındadır (14). Bu hastaların hemodinamik durumlarını kontrol altına almak için ağrı yönetimi çok önemlidir. Geçmeyen postoperatif ağrı, hastaların öksürme ve hareket etmesini engellemekte ve bu da postoperatif komplikasyonlara yol açabileceği gibi hastanın hastanede kalış süresini, maliyeti, morbidite ve mortalite oranının artmasına neden olmaktadır (1,3).

Kalp ameliyatı sonrası ağrı, hastanın iyileşmesini olumsuz yönde etkileyeceği için bu süreç iyi yönetilmelidir. Bu süreci ameliyat öncesi, ameliyat sırası ve sonrası bakım etkilemektedir. Yapılan çalışmalarda sternotomi ağrısının bir hafta sürdüğü ve hastanın yaşam kalitesini etkilediği görülmektedir (12,15).

Ağrı değerlendirmesi görsel ağrı skalası, yüz skalası ve davranışsal ağrı skalalarından hastaya uygun olanı kullanılarak yapılır. Ağrının şiddeti ve hastaya uygulanan tedavi ile uygulanan ilacın veriliş yoluna göre tekrar ağrı değerlendirme süresi değişkenlik gösterir. İntravenöz ilaç uygulamayı takiben 15-30 dakika sonra, peroral ve intramüsküler uygulamayı takiben 30-60 dakika sonra yeniden ağrı değerlendirmesi yapılır. Aşağıdaki tabloda ağrı şiddeti ve skoruna göre  yeniden ağrı değerlendirme sıklıkları yer almaktadır(16).

Tablo 1: Ağrı Şiddeti ve Skoruna Göre Yeniden Ağrı Değerlendirme Sıklığı

Ağrı yönetiminde ilaç tedavisi önemli bir yer tutmaktadır (12). Ağrının giderilmesindeki amaç; hastanın konforunu sağlamak, ağrıyı en aza indirmek ve tekrarlanmasını önlemektir (17). Ağrının kontrol altında olması için sağlık ekibinin hastayla iş birliği içinde olması gerekir.  Hemşire hastanın ilaca verdiği cevabı değerlendirerek ilaçların takibi ve etkinliğinde önemli rol oynamaktadır (18-19).

Kalp cerrahisi sonrası ağrıyı en aza indirmek için farmakolojik yöntemlerin yanı sıra non farmakolojik yöntemlerde kullanılmaktadır (14). Ameliyat sonrası dönemde ağrı yönetiminde ilaç tedavisi yetersiz kaldığı durumlarda tamamlayıcı tıp uygulamalarının kullanımı önem kazanmıştır.  Bu uygulamalar; pozisyon verme, masaj, refleksoloji, akupunktur, müzik dinleme, terapötik dokunma, aromaterapi, yoga, meditasyon, dikkati başka yöne çekmedir.  Ağrılı hastanın bakımı multidisipliner bir ekip çalışması gerektirdiği gibi ağrının yönetimde hemşireler aktif bir rol oynamakta ve hemşirelik bakımı kritik bir önem taşımaktadır. Çünkü ağrı değerlendirmesi hemşirenin bakım kalitesini gösterir. Her hastanın ağrıya verdiği yanıt aynı olmadığı için ağrının sadece şiddeti değil tüm özellikleri düzenli olarak değerlendirilmeli ve kaydedilmelidir (20).

Hemşireler, bireyin yaşadığı sorunlardan olan ağrıya özgü uygun hemşirelik girişimleri ile ağrıyı azaltılabilmektedir. Ağrı tedavisinde hemşire, bağımsız rolleri kapsamında farmakolojik olmayan ağrı yöntemlerini kullanarak ağrının giderilmesini ve hafifletilmesini sağlamayı, hastaların yaşam kalitesini arttırmayı, fizyolojik işlevselliklerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Yapılan çalışmada non farmakolojik yöntemlerin postoperatif dönemde hastaya olumlu etkileri olduğu gözlemlenmiştir (20).

Ameliyat öncesinde hastaya ağrıyla baş etme yöntemleri hakkında eğitim ve psikososyal destek verilip ameliyat ile ilgili kaygısının ortadan kaldırılması, ameliyat sonrası hastanın ağrı yönetimi için önemli bir etkendir. Hemşirenin hastaya verdiği güven hastada olumlu etkilere yol açmaktadır (2).

Hemşirelerin cerrahi sonrası ağrı değerlendirmesi ve ağrının yönetimi için bilgi, beceri ve deneyimini yansıtmaları gerekmektedir. Ayrıca ağrıyı kontrol edebilmek için güncel yaklaşımlar takip edilmelidir (21,22).

Yapılan bir araştırmada Bypass sonrası ikinci ve dördüncü hafta ev ziyaretleri yapılmış ve hastaların ağrı, uyku problemi, depresyon, anksiyete gibi sıkıntılar yaşadıkları belirlenmiştir (23).

Hemşireler hastanın yatışından taburculuğuna kadar devam eden süreçte kapsamlı ve planlı eğitim programı ile hem hastanın hem yakınlarının eğitime dahil edilmesi ile hasta uyumunu en üst düzeye çıkarmayı amaçlamaktadır. Bu süreçte hastanın kontrollerine düzenli gitmesi, verilen egzersizleri aksatmadan yapması, ilaçlarını düzenli kullanması ve beslenmesine dikkat etmesi iyileşme sürecindeki uyumunun göstergelerindendir (22).

KAYNAKLAR

  1. Dehdilani M., Gol MK., Hashemzadeh K. 2019. Effects of Foot Reflexology on Post- sternotomy Hemodynamic Status and Pain Patients Undergoing Coronary Artery Bypass Graft: A Randomized Clinical Trial. Crescent Journal of Medical and Biological Sciences. 6(4) :517-522.
  2. Yanık TÇ., Yılmaz SG. 2019. Kardiyovasküler Cerrahi Sonrası Yoğun Bakımda Yaşanan Sorunlar ve Hemşirelik Bakımı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hemşirelik Dergisi. 1(2); 123-126.
  3. Hassan E A., Mohamed Y İ., Reda NA. 2022. Effects of Foot Reflexology on Post-sternotomy Hemodynamic Status and Pain in Patients Undergoing Coronary Artery Bypass Graft: A Randomized Clinical Trial. The Alexandria Scientific Nursing Journal. 24(2): 112-125.
  4. Ak ES., Ayoğlu T., Kandemir D. 2017. Kalp Cerrahisi Sonrası Ağrı Kontrolünde Yeni Yaklaşımlar. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi. 2(1): 29-32.
  5. Çatal E., Dicle A. 2011. Koroner Arter Bypass Greftli Hastalarda Erken Dönem Hemşirelik Bakımının Roy’un Uyum Modeline Göre Analizi. Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergisi. 2: 69.
  6. Eren F. (2018). Koroner arter bypass greft ameliyatı geçiren hastalara taburculuk sonrası tele-hemşirelik hizmeti ile verilen danışmanlığın, depresyon anksiyete ve stres düzeyine etkisi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Akdeniz Üniversitesi, Antalya.
  7. Kara D., Yılmaz E. (2020). Açık kalp cerrahisi yapılan hastalarda öz yeterliliğin ilaç uyumu ve yaşam kalitesine etkisi. Fırat Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi. 34 (1), 55-62.
  8. Direk F., Çelik SŞ. (2012). Postoperative problems experienced by patients undergoing coronary artery bypass graft surgery and their self-care ability after discharge. Türk Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Dergisi. 20(3), 530-535
  9. Tully PJ., Winefield HR., Baker RA., Denollet J., Pedersen SS., Wittert GA., Turnbull DA. (2015). Depression, anxiety and major adverse cardiovascular and cerebrovascular events in patients following coronary artery bypass graft surgery: A five year longitudinal cohort study. BioPsychoSocial Medicine. 9 (14): 1-10.
  10. Kan ZE. (2009). Perceptions of recovery, physical health, personal meaning, role function, and social support after first-time coronary artery bypass graft surgery. Dimensions of Critical Care Nursing. 28(4): 189-195.
  11. Ak ES., Ayoğlu T., Kandemir D. 2017. Kalp Cerrahisi Sonrası Ağrı Kontrolünde Yeni Yaklaşımlar. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi. 2(1): 29-32.
  12. Kök E. 2018. Kalp Cerrahisi Geçiren Hastalarda Postoperatif Ağrı Düzeyinin ve Yönetim Kalitesinin İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Gaziantep.
  13. Şen S. 2018. Kalp Cerrahisi Sonrası Yapılan Akupresür Uygulamasının Ağrı, Anksiyete ve Uyku Kalitesi Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. Sakarya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. Sakarya.
  14. Kara Ö. 2019. Koroner Arter Bypass Cerrahisi Sonrası Uygulanan El Masajının Ağrı Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Lisansüstü Eğitim Enstitüsü. İstanbul.
  15. Aslan, F. E. Çavdar, İ. (2014). Cerrahi ağrı. In: Eti Aslan F, editör. Ağrı doğası ve kontrolü. 2. Basım. Ankara: Akademisyen kitabevi;. p.185-186
  16. Ağrı Kontrolü Prosedürü (rev14).
  17. Duman, Eda, Ayten. (2016). Açık Kalp Cerrahisi Öncesi Anksiyetenin, Ameliyat Sonrası Ağrı ve Uyku Kalitesine Etkisi. DEÜ Sağlık Bilimleri Enstitüsü Cerrahi Hastalıklar Hemşireliği Yüksek Lisans Programı. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. İzmir.
  18. İdmanlı A. (2016). Hemşirelerin ağrı ile ilgili bilgi uygulama ve karar verme durumlarının belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi. Şifa Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Cerrahi Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı, İzmir.
  19. Bannıng, M. A. (2008). Review of clinical decision making: Models and current research. Journal of Clinical Nursing, (17): 187-195.
  20. Şahin H. 2018. Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Hastalara Müzik Eşliğinde Yapılan Hemşirelik Bakımının Fizyolojik ve Ruhsal Durum Üzerine Etkisi. Yüksek Lisans Tezi. İstanbul Medipol Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü. İstanbul.
  21. Büyükyılmaz, F, Aştı T. (2009). Ameliyat sonrasında hemşirelik bakımı. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Dergisi (12): 84-93.
  22. Aslan, F.E. (2014). Ağrı Doğası ve Kontrolü (2.Baskı), İstanbul, Avrupa Tıp Kitabevi, 37-226.
  23. Lie I., Bunch EH., Smeby NA., Arnesen H., Hamilton G. (2012). Patients’ experiences with symptoms and needs in the early rehabilitation phase after coronary artery bypass grafting. European Journal of Cardiovascular Nursing. 11(1): 14-24.

Hazırlayan: Özge Köse

Acıbadem Bodrum Hastanesi

Klinik Eğitim Hemşiresi

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.