Meme Kanseri

Kanser, hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve anormal şekilde yayılımı ile karakterize olan hastalıklar grubudur. Meme kanseri ise memedeki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile başlar. Meme kanseri sistemik bir hastalıktır. Günümüzde kronik bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)  verilerine göre kanserden ölümlere en sık neden olan 5 kanser tipi:

  • Akciğer (1.3 milyon ölüm/yıl)
  • Mide (803.000 ölüm/yıl)
  • Kolorektal (639.000 ölüm/yıl)
  • Karaciğer (610.000 ölüm/yıl)
  • Meme (519.000 ölüm/yıl) olarak belirtilmektedir.

Meme kanseri rölatif olarak daha iyi prognozu olması nedeniyle, tüm kanserlere bağlı ölümlerde 5. sırada yer almaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri’nde en yüksek meme kanseri oranı beyaz kadınlar arasında görülür, ancak meme kanseri her ana etnik grubun kadınları arasında en sık görülen kanser olmaya devam etmektedir. Siyah ırkta daha agressif meme kanseri tipleri görülür ve prognoz daha kötüdür.

Meme kanseri dünyada ve Türkiye’ de kadınlar arasında en sık görülen neoplazi türü olup tüm kadın kanserlerinin %18’ini oluşturur. Yaklaşık olarak her 8,2 kadından birinde bütün yaşantısı boyunca meme kanseri gelişebileceği ve her 30 kadından birinin meme kanseri nedeniyle öleceği tahmin edilmektedir. Meme kanserinin görülme sıklığı giderek artmakta ve özellikle kadın sağlığını tehdit etmekte ve önemli bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.  Meme kanseri kadınlarda erkeklere göre 100 kat daha sık görülür.

Kadınlarda En Sık Görülen 10 Kanserin Yaşa Göre Standardize Edilmiş Hızları (Türkiye Birleşik Veri Tabanı, 2014) (Dünya Standart Nüfusu, 100.000 Kişide)

Ülkemizde de meme kanseri kadınlar arasında görülen kanserler içinde 43/100.000 oranı ile ilk sırada yer almakta olup görülme yaşı giderek düşmektedir. Mevcut verilere göre Türkiye’de meme kanseri sıklığının doğu bölgelerinde 20/100.000, batı bölgelerde ise 40-50/100.000 oranlarında olduğu tahmin edilmektedir. Doğu ve batı kesimler arasındaki bu farkın ülkenin batı bölgelerdeki yaşam tarzının batı toplumlarına benzerliğinden kaynaklandığı öngörülmektedir.

Kozan ve arkadaşının meme kanseri için risk faktörleri başlığı altında topladığı gibi risk faktörleri üç gruba ayrılabilir.

Kozan R., Tokgöz V.Y., Türkiye’de Meme Kanseri Farkındalığı ve Tarama Programı. ACU Sağlık Bil Dergisi 2016(4):185-188.

Risk faktörlerine genel olarak baktığımızda,

Obezite menopoz sonrası kadınlar için, özellikle hormon tedavisi kullanmayan kadınlarda artmış meme kanseri riski ile ilişkilidir. Bununla birlikte, daha yüksek vücut kitle indeksi, menopoz öncesi kadınlarda daha düşük meme kanseri riski ile ilişkili bulunmuştur. Daha yüksek vücut kitle indeksi (VKİ) ve / veya perimenopozal kilo alımı, postmenopozal kadınlarda daha yüksek meme kanseri riski ile tutarlı bir şekilde ilişkili bulunmuştur. Hemşireler tarafından yapılan bir çalışmada, menopozdan sonra 10 kg ya da daha fazla kilo alan kadınların, kilosunu koruyan kadınlara kıyasla daha yüksek meme kanseri riskine sahip olduğu bulunmuştur.

Düzenli fiziksel egzersiz meme kanserine karşı bir koruma sağlamaktadır.

Meyve, sebze, balık ve zeytinyağı açısından zengin (Akdeniz tipi beslenme) diyet, daha düşük meme kanseri riski ile sonuçlanabilir.

Erken menarş veya geç menopoz gibi östrojen maruziyetinin artması, meme kanseri gelişimi için bir risk faktörüdür. 15 yaşından sonra menarş olan kadınlarda, 13 yaşından önce menarş geçiren kadınlara göre ER / PR pozitif meme kanseri gelişme olasılığı daha düşüktür. Yapılan bir çalışmada,  menarşın başlangıcındaki her iki yıllık gecikme için, meme kanseri riskinde yüzde 10’luk bir azalma olduğu bulunmuştur Ek olarak, geç menopoz yaşı meme kanseri riskini artırmaktadır.

Meme kanseri riskini artıran üreme faktörleri arasında şunlar sayılabilir: geç yaşta ilk hamilelik, emzirmenin yokluğu ve nulliparitede. Artan gebelik sayılarıyla meme kanseri görülme riskinin azaldığı düşünülmektedir.

Alkol tüketimi, doz-yanıt ilişkisi ile artmış meme kanseri riski ile ilişkilidir. Sigara içimi ile meme kanseri arasındaki ilişki sigara içiminin alkol ve endojen hormonal etkilerle etkileşimi bağlantılı olduğu düşünülmektedir.

Belirtileri

Memede kitle  –  Kanserli bir lezyonun “klasik” özellikleri; düzensiz sınırları olan, sert, hareketsiz, tek bir lezyon içermesidir. Bununla birlikte, bu özellikler malign bir tümörden bening tümörü güvenilir bir şekilde ayırt edemez.  Kişinin kendisi veya sağlık çalışanı tarafından tespit edilen meme ya da koltuk altında kitle ortaya çıkabilir. Kitleye ek olarak;

  • Cildin çukurlaşması,
  • Meme başı akıntısı
  • Memenin büyüklüğünde veya şeklindeki değişikliği,
  • Meme ucunun geri çekilmesi (içeri çekilmesi) veya
  • Meme derisinin renk değişikliği de belirtiler arasındadır.

Meme kitlesini değerlendirmek için genellikle mamografi, meme ultrasonu ya da biyopsi önerilebilir. Mamografi negatif olsa bile, şüpheli kitle asla göz ardı edilmemelidir. Yeni meme kanserlerinin yüzde 5 ila 15’i mamografide görülememektedir.

Düzenli meme kanseri tarama programları bulunan ülkelerde, çoğu hasta anormal bir mamografi ile tespit edilir. Ek olarak 40 yaş altı rutin tarama programına alınmayan kadınlarda da cilt değişiklikleri ve meme kitlesi kendi kendine meme muayenesi ile kanser tespit edilebilir.

Lokal olarak ilerlemiş hastalık  –  Daha ileri lokal hastalıkların belirtileri arasında, aksiller adenopati (lokal hastalık gösteren bir hastalıktır) veya eritem, kalınlaşma veya üstte yer alan cildin çukurlaşması (deri dikeni) gibi deri bulguları yer alır, bu da enflamatuar meme kanseri olduğunu düşündürür.

 Metastatik hastalık  –  Metastatik meme kanserinin semptomları, ilgili organlara bağlıdır, en yaygın tutulum alanları kemiktir (örneğin sırt veya bacak ağrısı), karaciğer (karın ağrısı, bulantı, sarılık) ve akciğerler (örn. nefes ya da öksürük).

Tarama ve tanı yöntemleri

Mamografi Meme kanseri genellikle bir kitle ya da memede başka bir değişiklik gelişmeden önce, rutin bir mamografi ile teşhis edilir. Memede bir kitle hissedildiği için mamografi yapılsa bile, her iki memede de, kansere yakalanma riski olduğundan, her iki memenin de incelenmesi gerekir.

Meme ultrasonu  –  Ultrason, meme dokusuna bakmak için ses dalgalarını kullanır ve bir kitlenin sıvı dolu bir kist veya katı bir kitle olup olmadığını anlayabilir. Ultrason sadece memenin sınırlı bir alanını incelemek için kullanılır ve tüm memenin tarama testi olarak kullanılmaz.

Meme MRG –  Manyetik rezonans görüntüleme (MRG), vücudun bir kısmının ayrıntılı görüntüsünü oluşturmak için güçlü bir mıknatıs kullanır. X-ışınları veya radyasyonu kullanmaz, ancak bir kontrast maddenin damar içine enjekte edilmesini gerektirir.

Meme MRG çoğu kadınlarda meme kanserini taramak için genellikle kullanılmaz, ancak aşağıdaki durumlarda meme kanseri tanısında yardımcı olabilir:

  • Özellikle meme kanserine yakalanma riski daha yüksek olan (örneğin BRCA1 veya BRCA2 genlerindeki mutasyonlar) genç kadınlar için meme kanseri taraması olarak kullanılır.
  • Yeni tanı konmuş meme kanserli hastada  mamografide aşırı derecedeyoğun meme dokusunun olması mamografinin yorumlanmasını zorlaştırır.

Meme biyopsisi  –  Eğer meme kanseri şüphesi varsa, bir sonraki adım, tanıyı doğrulamak için anormal alanı biyopsi ile örneklemektir. Bunu yapmanın en iyi yolu iğne biyopsisidir.

Meme Kanseri Tipleri  

Birkaç farklı tipte meme kanseri olmasına rağmen, bazı istisnalarla benzer şekilde tedavi edilir.

In situ meme kanseri  –  En erken meme kanserleri “in situ” kanserleri olarak adlandırılır.

Ductal karsinoma in situ (DCIS)  –  Eğer meme kanallarında kanserler ortaya çıkar ve kanalların dışında olmazsa, tümöre in situ duktal karsinoma denir (DCIS). DCIS kanserleri, meme dokusunun ötesine yayılmaz. Bununla birlikte, DCIS tedavi edilmediği takdirde zamanla invaziv kanserlere dönüşebilir.

DCIS’li kadınlar için kemoterapi gerekli değildir. Hormonal tedavi özellikle de DCIS, östrojene karşı pozitif olduğunda ve kadının mastektomi geçirmemesi halinde, nüksün önlenmesi için önerilebilir. Hormonal tedavi, kanserin tedavi edilen memede geri gelme olasılığını azaltır; ayrıca diğer memede yeni bir meme kanseri gelişme şansını azaltır.

Lobüler karsinoma in situ (LCIS)  –  Eğer memenin loblarında anormal hücreler ortaya çıkarsa ve meme lobüllerinin dışına uzanmıyorsa, bu durum lobuler karsinoma in situ (LCIS) olarak adlandırılır. LCIS  kanser olarak kabul edilmez, ancak her iki göğüsten de gelecekte kanser gelişimi için bir risk faktörü olarak kabul edilir.  LCIS’li kadınlar düzenli meme kanseri taramasına yapıtırmalı ve göğüslerindeki değişiklikleri doktorlarına bildirmelidir.

İnvaziv meme kanseri  –  Meme kanserinin çoğunluğu invaziv meme kanserleri olarak adlandırılır, çünkü bunlar meme veya kanalın çevresindeki meme dokusuna doğru lobların dışına büyümüştür veya “istila” etmişlerdir.

Tedavi Seçimini Etkileyen Kanserinin Özellikleri  

Meme kanseri tanısı konulduğunda ve / veya tedavi edildiğinde, kanser iki tip proteinin varlığı için incelenmelidir: hormon reseptörleri (östrojen ve progesteron reseptörleri) ve HER2 ( invaziv kanserler). Bu proteinler tıbbi tedaviyi seçmek için önemlidir.

Tümörün Boyutu –  Bir tümörün derecesi, ne kadar agresif bir şekilde geliştiğini açıklar, ancak bu, bir ay, bir yıl gibi bir zaman dilimine dönüştürülemez. Tümörler 1’den 3’e kadar olan bir ölçekte derecelendirilir, 1’in en yavaş olduğu ve 3’ün en hızlı olduğu tümörün büyüyen türü. Daha yüksek dereceli tümörlerin kemoterapiye ihtiyacı daha yüksektir.

Hormon reseptörleri  –  Meme kanserinin yarısından fazlası kadın hormonu östrojenin büyümesini gerektirirken, diğer meme kanserleri östrojensiz büyüyebilir. Östrojen bağımlı meme kanseri hücreleri, östrojen reseptörleri (ER), progesteron reseptörleri (PR) veya her ikisi de olabilen hormon reseptörleri adı verilen proteinler üretir.

Bir kadının meme kanseri içinde hormon reseptörleri varsa, östrojen seviyelerini düşüren veya östrojen eylemlerini engelleyen tedavilerden yararlanma olasılığı yüksektir. Bu tedaviler endokrin veya hormon terapileri olarak adlandırılır ve bu tür tümörlere hormona cevap veren veya hormon reseptörü pozitif olarak refere edilir. ER veya PR içermeyen kanser türleri hormon tedavisinden fayda görmez ve önerilmemektedir.

HER2  –  HER2, her beş invaziv meme kanserinden yaklaşık birinde bulunan bir proteindir. Meme kanserinde HER2 varlığı, HER2 proteinine karşı yapılan tedavilerden fayda görebilecek kadınları tanımlar. HER2 proteinini hedefleyen ilaçlar arasında trastuzumab, pertuzumab, ado-trastuzumab emtansin ve lapatinib bulunur.

Evreleme

Onkologlar, TNM evreleme sistemi olarak adlandırılan ve her bir kanserin evresini tanımlayan standart bir kısaltma dizisi kullanırlar. “T” birincil tümör anlamına gelir, “N” bölgesel lenf düğümlerinin durumunu gösterir ve “M” diğer organlara metastaz varlığını veya yokluğunu gösterir. T, N ve M adlandırmaları daha sonra, evre I (en az gelişmiş) ila IV (en ileri) arasında değişen bir meme kanserinin evre gruplaşmasını oluşturmak için birlikte gruplandırılır. Evre 0 kanser tek başına DCIS hastaları için kategorize edilir. Kanserin “aşaması”, ne kadar yayıldığının ve ne kadar yayıldığının bir göstergesidir.

Tümör boyutu (T) ve düğümler (N)  –  Meme kanserinin evresini oluşturmak için ilk adım, tümörün (T) boyutunu değerlendirmek ve lenf düğümlerinin içlerinde kanser olup olmadığına bakmaktır (N).

  • Meme ve lenf düğümlerinin dikkatli bir şekilde incelendiği tam bir fiziksel muayene
  • Mamogram (ve/veya ultrason veya göğüs MRG gibi başka meme görüntüleme yöntemleri)
  • Kanser ve lenf nodlarının çıkarıldıktan sonra patolojik muayenesi

Metastazlar (M)  –  Memenin dışında herhangi bir kanser tespit edilirse bunlara metastaz denir (M).

Kanserin meme ve aksiller lenf düğümlerinin dışına yayılmış olup olmadığını belirlemek için birkaç “evreleme” görüntüleme çalışmaları yapılabilir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Kemik taraması
  • Memenin BT taraması
  • Karın ve pelvisin BT taraması
  • PET taraması
  • Beyin MR

Bu testlere hastanın durumuna göre değerlendirilerek karar verilir.

TEDAVİ GENEL BAKIŞ  

Meme kanserinin tedavisi bireyselleştirilmeli ve çeşitli faktörlere dayanmalıdır. Çoğu durumda cerrahlar (meme kanseri cerrahları ve genellikle plastik cerrahlar olan rekonstrüktif cerrahlar) ile radyasyon ve medikal onkoloji konusunda uzman hekimler arasında işbirliğini gerektirir. Her kadın, hangi tedaviyi onun için en iyi olduğunu belirlemek için doktorları ile mevcut tedavi seçeneklerini tartışmalıdır.

KAYNAKLAR

  1. Eti Aslan F, Gürkan A. Kadınlarda meme kanseri risk düzeyi, Meme Sağlığı Dergisi 2007; 3(2):63-68.
  2. Morrow M, Schnitt SJ, Norton L. Current management of lesions associated with an increased risk of breast cancer. Nat Rev Clin Oncol. 2015; 12: 227-238.
  3. Bostancı Dastan N, Buzlu S. Meme kanseri hastalarında maneviyatın etkileri ve manevi bakım. Maltepe Üniversitesi Hemsirelik Bilim ve Sanatı Dergisi 2010; 3(1):73-78.
  4. Aslan A, Temiz M, Yiğit Y, Can R, Canbolant E, Yiğit F. Hemşirelik yüksekokulu öğrencilerinin meme kanseri hakkında bilgi, tutum ve davranışları. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni 2007; 6(3): 193-198.
  5. Green J, Cairns BJ, Casabonne D, Wright FL, Reeves G, Beral V. Height and cancer incidence in the million women study: Prospective cohort, and meta-analysis of prospective studies of height and total cancer risk. Lancet Oncol. 2011; 12: 785-794.
  6. Özkan S, Alçalar N. Meme kanserinin cerrahi tedavisine psikolojik tepkiler. Meme Sağlığı Dergisi 2009; 5(2):60-64.
  1. Shen J, Hunt KK, Mirza NQ, Krishnamurthy S, Singletary SE, Kuerer HM, Meric-Bernstam F, Feig B, Ross MI, Ames FC, Babiera GV. Intramammary lymph node metastases are an independent predictor of poor outcome in patients with breast carcinoma. Cancer 2004; 101(6):1330-1337.
  1. Lanng C, Hoffmann J, Galatius H, Engel U. Assessment of clinical palpation of the axilla as a criterion for performing the sentinel node procedure in breast cancer. Eur J Surg Oncol 2007; 33(3):281-284.
  1. Eroğlu C, Eryılmaz MA, Cıvcık S, Gurbuz Meme kanseri risk değerlendirmesi: 5000 Olgu. Uluslararası Hematolojı-Onkoloji Dergisi. Number: 2010; 1(20): 27-33.
  1. Özen B, Zincir H, Kaya Erten Z, Özkan F, Elmalı F. Knowledge and attitudes of women about breast cancer, self breast examination and healthy life style behaviours. J Breast Health 2013; 9: 200-204.
  1. Montazari A, Vahdaninia M, Harirchi I, Harirchi AM, Sajadian A, Khaleghi F, Ebrahimi M, Haghighat S, Jarvandi S. Breast cancer in Iran: need for greater women awareness of warning signs and effective screening methods. Asia Pacific Family Medicine 2008; 7(1):1-7.
  1. Breast Cancer Facts & Figures 2017-2018. American Cancer Society. https://www.cancer.org/content/dam/cancer-org/research/cancer-facts-and-statistics/breast-cancer-facts-and-figures/breast-cancer-facts-and-figures-2017-2018.pdf Erişim Tarihi: 27.09.2018
  1. Dyrstad SW, Yan Y, Fowler AM, Colditz GA. Breast cancer risk associated with benign breast disease: systematic review and meta-analysis. Breast Cancer Res Treat. 2015; 149(3): 569-575.
  1. Kozan R, Toksöz VY. Türkiye’de meme kanseri farkındalığı ve tarama programı. ACU Sağlık Bil Dergisi 2016; 6(4):185-188.
  1. Giuliano AE, Connolly JL, Edge SB, Mittendorf EA, Rugo HS, Solin LJ, Weaver DL, Winchester DJ, Hortobagyi GN. Breast cancer – Major changes in the American Joint Committee on Cancer eighth edition cancer staging manual. CA Cancer J Clin 2017; 67(4): 290-303.
  1. Cronin KA, Miglioretti DL, Krapcho M, Yu B, Geller BM, Carney PA, Onega T, Feuer EJ, Breen N, Ballard-Barbash R. Bias associated with self-report of prior screening mammography. Cancer Epidemiol Biomarkers Prev. 2009; 18(6): 1699-1705.
  1. Albrektsen G, Heuch I, Hansen S, Kvale G. Breast cancer risk by age at birth, time since birth and time intervals between births: Exploring interaction effects. Br J Cancer. 2005; 92(1):167-175.

Hazırlayan: Sabiha Yüce Hatipoğlu

Acıbadem Altunizade Hastanesi

Onkoloji Vaka Yöneticisi

Hazırlanma Tarihi: 19.09.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı Erken Tanı Hayatınızı Kurtardı!
Sonraki Yazı Meme Kanseri Erken Teşhis Yöntemler

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.