Bilinmezliğin İçinde, Umutla…(İlk saatler, İlk karşılaşma)

Prematüre doğum yapan anne ve baba için ilk saatler, karışık ve yoğun duygularla doludur. Beklenmedik bir şekilde doğumun başlaması ve bebeğin beklenenden çok daha küçük, hassas ve savunmasız olması, onları derin korku ve çaresizliğe sürükler.

Anne’nin İlk Tepkileri ve Hisleri;

*Şok ve İnkar: Doğumun başladığını anladığında, ilk hissettiği şey şaşkınlık olur. Hamileliği boyunca bebeğini belirli bir tarihe kadar taşıyacağını düşünmüşken, bedeninin onu hayal kırıklığına ittiğini hissedebilir. “Hayır, bu doğru olamaz. Daha çok erken”

*Suçluluk ve Yetersizlik: Bebeğini yeterince uzun süre taşıyamadığı için kendini eksik ve başarısız hissedebilir. Özelikle çevreden gelecek bilinçsizce ”belki çok stres yaptın, belki yeterince dinlenmedin” gibi yorumlar bu duyguyu daha da pekiştirebilir.

*Korku ve Panik: Bebeklerinin yaşayıp yaşamayacağı ile ilgili endişeler zihnini ele geçirir. ”Nefes alabiliyor mu? Yaşayacak mı? Onu hiç kucağıma alamazsam? Kuvöz içerisinde makineler ve kablolarla sarılı görünce bu korku daha da büyür.

*Bağ kuramama Kaygısı: Doğumdan hemen sonra bebeğini kucağına alamamak, kokusunu hissedememek annesini eksik ve uzak hissettirebilir. ”Beni tanıyor mu? Hissediyor mu ona dokunduğumu?”

*Umut ve İçgüdüsel Güç: Tüm bu korkuların içinde, bebeğinin ilk kıpırdanışı, zayıf da olsa duyduğu bir ağlama sesi, hayatta olduğuna dair en ufak bir işaret bile ona devasa bir güç ve umut verir. Anne, bebeğinin mücadelesine tanık oldukça onun için daha da güçlü olma ihtiyacı hisseder.

Baba’nın İlk Tepkileri ve Hisleri;

*Bilinmezlik Karşısında Donup Kalma: Doğumun başladığını duyduğunda ne yapacağını bilemeyebilir. Doktorlar ve hemşireler etrafında hızla hareket ederken, o sadece boşlukta süzülen biri gibi hissedebilir.

*Kontrolü Kaybetme Korkusu: Baba genellikle ailesine koruma, güvence altına almak ister. Ancak prematüre doğumda her şey doktorların elindedir. ”Onları korumam gerekir ama elimden hiç birşey gelmiyor.” Bu çaresizlik duygusu, onun için çok ağır olabilir.

*Eşini Destekleme ile Bebeğini Düşünme Arasında Kalma: Bir yandan doğumdan yeni çıkmış ve duygusal olarak yıkılmış eşi, diğer yanda hayati tehlikesi olan bebeği vardır. Hangisine odaklanacağını bilememek, onu içsel bir çatışmaya sürükleyebilir.

*İlk Görüşte Gelen Sevgi Ve Korku: İlk kez bebeğini gördüğünde, muhtemelen ne kadar küçük olduğunu fark edip irkilir. Cildi incecik, parmakları minicik, her yerinde kablolar vardır. O an, onu sevmek ile ona bağlanmak arasında sıkışabilir. ”Ya ona alışıp kaybedersem.”

*Beklemek Zorunda Kalmanın Ağır Yükü: Baba, genellikle hastane koridorlarında saatlerce oturup beklemek zorunda kalır. Kapılar açılıp kapandıkça, doktorların yüzüne her baktığında iyi mi kötü mü diye anlamaya çalışır. Beklemek, çoğu zaman en zoru olabilir.

*Kararlılık ve Sorumluluk Hissi: İlk şok ve korku durumu geçtikten sonra, baba olarak sorumluluklarıyla yüzleşir. Eşi için güçlü olmak, bebeği için ne gerekiyorsa yapmak zorundadır.

Anne ve baba olarak içlerinde aynı duygular vardı; Korku ve umut… Gelecek belirsizdi, her şey bilinmezlikle doluydu. Ama ikisi de biliyordu ki bu yolculukta yalnız değillerdi. Birlikte güçlüydüler ve her ne olursa olsun bebekleri için umut etmekten vazgeçmeyeceklerdi ve bu güzel bir başlangıçtı..

Hazırlayan

Nilgün Asıliskender

Acıbadem Fulya Hastanesi

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Ekip Lideri

 

  • Paylaş

Önceki Yazı Vajinal Doğumla İlgili Bunları Biliyor Musunuz?

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.