Gülen Gözler

Psikiyatri kliniği, emosyonel olarak tüm yaklaşımlarınızın cevabını        anında alabildiğiniz bölümlerden biridir. Çocuk psikiyatride ise durum daha etkili ve bir o kadar da karmaşıktır. Yaşları henüz 18 olmadığı için kesin tanı konamaz, tedavi planları bile kesin değildir, hemşirelerin günlük gözlemleri doğrultusunda şekillenir. Çok hassaslardır, algıları o denli açıktır ki en ufak bir söz, davranış, onlarda olumlu ya da olumsuz duygu durum değişikliklerine sebep olabilir. Hiç beklemediğiniz anda beklenmedik bir etki yaratırsınız hayatlarında, aynı şekilde onlarda sizin hayatınızda.

İnsanlara faydalı olabilmek, onlara katkıda bulunabilmek için en doğru mesleği seçtiğimi biliyordum. Lisans eğitimimin son yılında çocuk psikiyatri kliniğinde yaşamış olduğum bir olayı sizinle paylaşacağım.

Tüm hemşirelik rollerine büründüğümüz bu birimde karşılaştığım, gülen gözlerine baktığınızda sanki böyle doğmuş olduğunu hissettiğiniz 15 yaşında Anorexia Nervosa ile takip edilen bir çocuk hastadan bahsedeceğim. O yalnızca 21 kiloydu, aile sorunları ile aynı dönemde, 3 yıl önce başlamış belirtileri. Büyüme ve gelişme döneminde ciddi beslenme problemleri tüm sorunları beraberinde getiriyor, beden imgesindeki bozulma onun bu hastalıkla başa çıkmasına engel oluyordu. İlk günümde onunla iletişime geçmek istedim fakat kaçamak bakışlarına ve bir iki kelime söyledikten sonra uzaklaşmasına engel olamadım. Yılmadan, defalarca şansımı denedim, beslenmesine yardımcı oluyor, malnütrisyon sebebiyle yorgun ve halsiz düşen bedenine destek oluyor, yıpranan saçlarını tarıyordum. Bu eylemler sırasında onunla ortak şeyler bularak hastalık dışında konuşup onun o uçsuz bucaksız hayal dünyasına birlikte yolculuğa çıkıyorduk. Bir gün uzayın derinliklerine yolculuk yaparken, bir diğerinde okyanustaki canlıları inceliyorduk. Hiç keşfedilmemiş yerleri, hayvanları, bitkileri keşfediyorduk. Bir gün bana “keşke herkes senin gibi olsa” demişti. Bende onu seven insanlara izin verirse benim gibi olabileceklerini söyledim. Sözlerin onu düşündürmüştü ve sessizleşmişti. Ertesi gün uğraş terapisi sırasında onu resim yaparken gördüm, yanına gidip attığı bu güzel adım konusunda onu tebrik ettim ve daha fazlası için teşvik ettim. Ailesiyle konuşma fırsatım oldukça, hoşlandığı şeyler ve onunla nasıl iletişim kurabilecekleri konusunda bir kaç öneride bulundum.

Çocuk psikiyatri stajımı tamamlarken arkamda çabalayan, gülümseyen, başaran ve geleceğe daha parlak bakmalarına küçükte olsa bir katkım olduğunu düşündüğüm bireyler bırakmıştım… Uzun bir zaman sonra onunla karşılaştım, artık 21 kilo değildi, kilo almış, cildi güzelleşmiş, spora başlamış, ailesiyle yaptıklarını heyecanla bana anlatıyordu. Bir anda onunla ilk karşılaştığım anı düşündüm ve şimdiye baktım. Hayatının bu denli değişmesine ufakta olsa bir katkımın olduğunu düşünmek bile beni çok mutlu etti. İyiki bu mesleği seçmişim, iyiki hemşire olmuşum dememe yetti.

Şimdi Acıbadem Bodrum Hastanesinde Genel Yoğun Bakım Hemşiresi olarak görev yapmaktayım. Her gün işe bana o güzel gülen gözleriyle bakan küçük kız çocuğunun hayatına dokunduğum gibi başka bireylerinde hayatına dokunabileceğim inancıyla geliyorum. Yoğun bakım ünitesi insanlara faydalı olabileceğiniz, desteğinizle bir gülümsemeye tanık olabileceğiniz, acısını, tatlısını hasta/hasta yakını ve tüm ekibinizle paylaştığınız yegane bölümlerden bir tanesidir.

Sevgilerimle.

Hazırlayan: Güliz Öznur

Acıbadem Bodrum Hastanesi

Genel Yoğun Bakım Hemşiresi

Hazırlama tarihi: 05.04.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı Yoğun Beslenme
Sonraki Yazı Kateterle Yaşam

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.