Osteoporoz

Osteoporoz, kemik yoğunluğunun ve kalitesinin azaldığı, iskeletin zayıf olmasına ve özellikle de omurga, el bileği, kalça, pelvis ve üst kolda kırık riskinin artmasına neden olan bir hastalıktır. Osteoporoz ve buna bağlı kırıklar önemli bir mortalite ve morbidite nedenidir. 45 yaş üstü kadınlarda osteoporoz sonuçları nedeniyle hastanede geçirilen günleri,  diyabet, miyokard enfarktüsü ve meme kanseri gibi diğer birçok hastalığa göre daha fazla olduğu görülmüştür. Coooper ve arkadaşlarının yapmış olduğu çalışmada vertebra kırıklarının her üçünden sadece birinin klinik olarak ortaya çıktığı paylaşılmıştır.  Dünya nüfusu içindeki yaşlı oranının artması ve sağlığı olumsuz etkileyen yaşam şartlarının varlığı osteoporoz risklerinin ortaya çıkmasına sebep olabilmektedir.

Osteoporoz için risk faktörleri nelerdir

  • Menopoz sonrası dönemde olmak (östrojen hormonunun düzeyinin düşmesi)
  • Erken menopoza girmek (45 yaş öncesi) veya düzensiz adet görmek
  • Düşük kemik mineral yoğunluğuna sahip olmak
  • Erkeklerde düşük testosteron düzeyine sahip olmak
  • Küçük ve ince iskelet yapısına sahip olmak
  • Vücut ağırlığının idealin altında olması
  • Ailede osteoporozu olan bireylerin bulunması (Bazı kalıtımsal faktörler, kemik gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir)
  • Ciddi bir kaza olmaksızın küçük bir çarpma veya düşme sonrasında kemik kırığı oluşan bireyler
  • Özellikle süt ve süt ürünleri gibi kalsiyumdan zengin besinlerin yeterli tüketilmemesi
  • D vitamini yetersizliği (diyette yetersiz oluşu ve güneş ışınlarından yeterince yararlanamamak)
  • Çocukluk çağından itibaren fiziksel aktivitenin yetersiz olması ve düzenli egzersiz yapmamak
  • Kadınlarda yeme davranış bozukluğunun (anoreksiya nervoza, bulimia vb) olması
  • Kemik mineral yoğunluğunu azaltan bazı ilaçların kullanılması (glikokortikoid, antikonvülsan, antikoagülan, antiasitler gibi)
  • Sigara içilmesi (Sigara, direkt kalsiyum emilimini ve aktif şekle dönüşümünü azaltarak veya kadınlarda östrojen seviyesini düşürerek kemik mineral yoğunluğunun azalmasına neden olur)
  • Alkol tüketilmesi (Alkol, kemik hücrelerini zarar verir, kalsiyum emilimini bozar, hormon metabolizmasında değişikliklere neden olur) .

Uzun süre Glukokortikoid kullanımı, özellikle yaşlılarda, bazı hastalıkların tedavisinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için sıklıkla kullanılır, kemik kaybı ve kırıklar en yıkıcı yan etkiler arasındadır. Birlikteliğinde ileri yaş, düşük vücut BKİ, sigara içme ve osteoporozlu akrabalar veya benzeri akrabalar gibi yüksek risk faktörlerine sahip olmaları osteoporotik kırıkların riskini arttırmaktadır.

Bu nedenle osteoporotik kırıkların önlenmesinde,  kısa bir süre boyunca en düşük Glukokortikoid  dozunun kullanılması çok önemlidir. Bir diğer önemli görev, altta yatan hastalığın optimal tedavisidir.

D vitamini, D vitamini kemik sağlığının korunmasında kritik rol oynar ve gastrointestinal sistemden kalsiyum emilimini sağlar. Eksikliği yaşlı popülasyonda sık görülür. İlerleyen yaşla birlikte gastrointestinal sistemden kalsiyum ve D vitamini emilimi ile böbreklerde aktif D vitamini oluşumu azalır. D vitamini eksikliği kemik mineralizasyonu bozarak osteoporoza, osteomalaziye yatkınlığa ve kırık riskinde artmaya neden olur. D vitaminin kemik dokusuna etkileri dışında kalsiyum metabolizması üzerinden pro-apopitotik, antinflamatuvar ve immün modülatör etkisi de vardır.

Gıdalarda D vitaminin varlığı, kanda D vitamini düzeyinin değerlendirilmesi tedavi protokolünün oluşturulması gerekliliği önemlidir.

Osteoporozun sebeplerinin çeşitliliği takip ve tedavi yaklaşımlarının bireye özgü olması söz konusu olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı en yıkıcı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyerek tıbbi bakım ve tadavi giderlerini artmasına neden olacak kırıkların engellenmesinin önemi artmıştır. Dünya sağlık örgütü (DSO)  Metabolik Kemik Hastalıkları için işbirliği Merkezi tarafından bireylerin kırık riskini değerlendirmek için FRAX (The World Health Organization Fracture Risk Assessment Tool) isimli bir araç geliştirilmiştir ;  Bu modelde yaş, cinsiyet, vücut ağrılığı, önceki geçirilmiş frajilite kırığı, annede kırık hikayesinin varlığı, sigara içimi, uzun sureli glukokortikoid kullanımı, romatoid artrit, diğer sekonder osteoporoz nedenleri ve aşırı alkol tüketimi bireylerin mutlak kirik riskini belirlemede kullanılan faktörler olarak belirlenmiştir. Bu modelde bazı eksik noktalar belirlenmiş olup bunlar soruların bazılarının  “Evet” ve “Hayır” olarak cevaplanan risk faktorleri için doz etkisinin göz önüne alınmamış olması, kemik mineral yoğunluğunun ölçülmemesi gibi durumlar söz konusu olmuştur. Tüm bunlara karşılık kırılma riskinin değerlendirilmesi, osteoporotik kırıkların yönetim stratejilerini destekleyecektir. Bu aracın birinci basamak sağlık ortamlarında kullanım kolaylığı sağlaması ve başvuran kişilerin ulaşabilirliğinin eşit olması önemlidir. Uygun tedaviyi hedeflemede ve genel olarak osteoporoz, risk faktörleri ve kemik sağlığı konusunda eğitimlerinde kullanılması açısından önemli bir rol oynayabilir. Altın standart, yeni onaylanmış risk göstergeleri olarak ortaya çıkmaya devam edecek ve ülkeye özgü modeller mevcut hale getirilerek bir platform teknolojisi olarak düşünülecektir. Bununla birlikte, bu model, sadece klinik risk faktörlerinin tek başına ve / veya BKİ (beden kitle indeksi) ile kombinasyon halinde entegrasyonu ile hasta değerlendirmesini arttırmaya yardımcı olması beklenilir.

Ülkelere göre bakış açısı farklılkları dikkate alınarak klinisyenlere yön vermesi açısından kırık riskini değerlendirmek önemlidir. Örneğin; İngiltere; Kırılma riski düşükse, diyet ve egzersiz hakkında yaşam tarzı önerileri sunar, ancak ilaç vermez. Risk yüksekse, klinisyen muhtemelen tedavi önerir. Risk orta ise, genellikle bir DXA (kemik yoğunlunun ölçülmesi) taraması yapılır. Daha sonra riski yeniden hesaplayarak ilaca ihtiyaç olup olmadığına karar verir.

Sonuç ve Öneriler neler olabilir?

Yaşam kalitesini yüksek düzeyde etkileyebilecek bu durumdan korunmada risk faktörlerinin belirlenmesi ve takip edilmesi çok büyük önem arz etmektedir.

*Koruyucu sağlık hizmetleri sunulan ilk basamakta Ostoporoz açısından öncelikle risk gruplarının belirlenmesi,

*Takip altına alınması kişinin bu durumdan haberdar olması,

*Uzun süre Glukokortikoid kullanımı zorunlu olan kişilerde kırık riskinin belirlenmesi belirli aralıklarla kemik yoğunluğunun değerlendirilmesi, doz ayarının multidisipliner ekipler tarafından belirlenmesi,

*D vitamini düzeyi risk grubu olsun veya risk grubunda olmasın tüm kişilerde değerlendirilmesi erken tedaviye başlanılması,

*Osteoporoz riski olan kişilerin profesyoneller tarafından hareketli yaşam ve spor alışkanlıkları kazandırılması ve değerlendirmesi belirli aralıklarla yapılması,

*Kimsesiz yaşlı bireylerin sosyal devlet koruması altında oldukları bilinmesi gerekli sosyal ve tıbbi desteğin alınabileceği konusunda bilinçlendirilmesi,

*Uzun süreli bakım gerektiren sağlık sorunlarına sahip bireylere hizmet verilen sağlık kuruluşu veya rehabilitasyon merkezlerinde multidisipliner bakım yaygınlaştırılması zorunlu hale getirilmesi,

*Osteoporoz riskleri ve tedavileri konusunda eğitimlerin planlanması alt basamak sağlık kuruluşlarında rutin hale getirtilmesi ev ziyaretlerine fazlasıyla yer verilmesi, yaşam şartlarının değerlendirilmesinin yapılmasıdır.

Kaynaklar

  1. Tural Ş, Kara N, Alaylı Osteoporotik Yaşlılarda Denge Bozuklukları. Türk Osteoporoz Dergisi 2011;17:100-9
  2. Dinçer G, Kars Y. E, Osteoporozun Kliniği ve Risk Faktörleri. Turkiye Klinikleri Dergisi 2008;1(3):27-31
  3. Raterman HG, Bultink IEM, Lems WF. Current Treatments and New Developments in the Management of Glucocorticoid-induced Osteoporosis. 2019 Jun 14. doi: 10.1007/s40265-019-01145-6
  4. Uçar M, Sarp Ü, Kırboğa K, Arık O. H. Postmenopozal Osteoporozda Kemik Mineral Yoğunluğu ve D Vitamini Düzeylerinin Göz İçi Basınç Değerleri ile İlişkisi,Turk J Osteoporos 2015;21(1):1-4
  5. Şendir M, Büyükyılmaz F, Yazgan İ, Bakan N, Mutlu A, Tekin F. Ortopedi ve Travmatoloji Hastalarının Hemşirelik Bakımlarına İlişkin Deneyim ve Memnuniyetlerinin Değ , 1. Temel Hemşirelik Bakım Kongresi, 21-23 Ekim Çeşme / İzmir
  6. Kanis JA, Delmas P, Burckhardt P, vd. Osteoporoz tanı ve tedavisi için rehber. Avrupa Osteoporoz ve Kemik Hastalıkları Vakfı. Osteoporos Int.
  7. Cooper C, Atkinson EJ, OFallon WM ve ark. Klinik olarak teşhis edilmesi, vertebra kırıklarının gelişme sıklığı: Rochester, Minnesota, 1985-1989 popülasyona dayalı. J Bone Miner Res 1992;7: 221-227.
  8. Uluslararası Osteoporoz Vakfı., Dünya Osteoporoz günü, Ocak 2009.
  9. İpek A, Gafuroğlu Y, Bodur H, Yılmaz E. Osteoporoz Riskinin Değerlendirilmesi. Türk Fizik Tedavi Tıp Rehabilitasyon Dergisi, Mart 2012;58:212-19
  10. statik akradyo.net/ erişim tarihi: 19/06/19
  11. https://www.endocrinewecom/conditions/osteoporosis/osteoporosis-symptoms Erişim Tarihi:28.06.2019

Hazırlayan: Kader Koç

Acıbadem Fulya Hastanesi

6. Kat Sorumlu Hemşiresi

Hazırlama Tarihi: 15.06.2019

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.