Primum Non Nocere

Sağlık hizmeti ilişkili infeksiyonlar hasta güvenliğini etkileyen önemli unsurlardan birisidir. Bu sorun küresel olup sadece ülkemizi değil tüm dünyayı etkilemektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde yayınlanan bir raporda 1 yılda toplam olarak 1.7 milyon sağlık hizmeti ilişkili infeksiyon geliştiği, bu infeksiyonlara bağlı yaklaşık 99.000 ölümün olduğu ve sağlık hizmeti ile ilişkili infeksiyonların ölüm nedenleri arasında altıncı sırada olduğu bildirilmiştir. Benzer sorun ve sonuçlar Avrupa’da da yaşanmaktadır.

Bütün bunlarla birlikte, rakamlar ve istatistikler kullanıyoruz ama o rakamlardaki hikayeleri,  yaşanmışlıkları, duyguları bilimsel yayınlara aktaramıyoruz. Ben bu yazımda istatistiklerin öteki yüzü olan yaşanmış bir hikayeyi paylaşmak istiyorum sizlerle.

Beni çok etkileyen hastalarımdan biriydi. Hastanemize gelmeden önceki süreci annesinin anlatımıyla yazmak istiyorum.

“28 yaşında tek hayali anne olmaktı fakat obezdi ve kiloları nedeniyle doktorlar hamile kalmasını sağlığı açısından sakıncalı görüyorlardı. Kilo verdikten sonra hamile kalabileceğini söylediler. Kızım diyetisyenlere gitti ama bir türlü sonuç alamadı. Diyetisyenler zayıflayabilmesi için cerrahi bir tekniğin olduğunu anlattılar kendisine. O kadar çok sevinmişti ki hemen ameliyatı kabul etti. Ameliyat öncesinde daha hayatta var olmayan bebeklerinden bahsedip sevinçten ağladı. Çok mutluyduk. Ameliyata alındı. Ameliyat bitiminde kalbi durdu; gereken müdahaleler yapıldı ve tekrar hayata dönen kızımı apar topar yoğun bakım ünitesine götürdüler. Kızımı yoğun bakımda gördüğümde zaman durmuştu. Onu öyle görebileceğimi hiç düşünmemiştim. Bu beni derinden etkiledi. Yaklaşık üç saat önce mutlulukla, sevinçle ameliyathane kapısından yolcu ettiğim kızım, o anda baygın karşımda yatıyordu. Tek hayali annelik duygusunu tatmaktı ve bunun uğruna her şeyi göze almıştı ama hiçbirimiz işin bu dereceye gelebileceğini hesaba katmamıştık. Yaklaşık bir ay yoğun bakımda kaldı ve bu bir ay içerisinde doktorlar onun cerrahi alan infeksiyonu kaptığını söylediler. Sonraki günlerde doktorlar infeksiyonun organlara da yayıldığını, durumunun çok kritik olduğunu ama ülkede kızımı tedavi edecek teknolojinin bulunmadığını, komşu ülke olan Türkiye’de bu alanda gelişmiş hastaneler olduğunu söylediler ve oraya nakil olmasını önerdiler. O sırada kızımın hayatından daha önemli hiçbir şey yoktu, maddi durumumun buna el vermeyeceğinin farkındaydım ama yine de tek geçim kaynağım olan tarlamı ve evimi sattım. Hemen bir helikopter kiralayarak Türkiye’ye sizin hastanenize geldik. Hastanenizde, tüm sağlık çalışanları, elinden geleni yaptı ama doktorlar infeksiyona neden olan mikrobun, çoklu ilaçlara dirençli bir mikrop olduğunu ve infeksiyonun çok ilerlediği için kızımın organ yetmezliğine girdiğini söylediler. Tüm bunların sonunda yapılan müdahalelere rağmen, kızımı kaybettik.”

Bu hikayeyi, tüm infeksiyon eğitimlerinde, sağlık çalışanlarına anlatmaya özen gösteriyorum çünkü infeksiyonun ne kadar hayati bir önemi olduğunu iyi özetleyen, yaşanmış hikayelerden biri bu. Çok iyi teknolojileri olan bir hastanede çalışıyor olabiliriz, işinde çok yetkin hemşire ve hekimlerle bir arada çalışıyor olabiliriz ancak infeksiyon kurallarına uyulmadığımız zaman bunların hepsi değereni yitirir çünkü bir hasta artık yaşamını yitirebilir. İşte tüm bunların önüne geçebilmek için sağlık çalışanları olarak “primum non nocere” yani “önce, zarar verme” ilkesine bağlı kalmamız gerekiyor.

Hazırlayan: Ebru DOĞRU

Acıbadem Maslak Hastanesi

Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi

Hazırlanma Tarihi: 02.07.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı Akılcı Antibiyotik Kullanımı
Sonraki Yazı Enfeksiyonla Savaş Bitmez!

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.