İncinebilir Hasta Grubunda Sağlık Çalışanlarının Rol ve Sorumlulukları

Sosyal sorunlara yönelik çalışmalarda sıklıkla dile getirilen “incinebilirlik (vulnerability)” kavramı, kaynaklara ulaşmada toplumdaki herkesin ya da her grubun eşit haklara ve fırsatlara sahip ol(a)maması, başkalarıyla iletişim kurmayı engelleyen bir durum bulunması; saldırılardan, kötü davranışlardan, suistimallerden kendini koruyamama hali; kırılganlık, hasar görebilirlik, örselenebilirlik olarak tanımlanmaktadır. İncinebilirliği yüksek olan grupların güçlendirilmesi, problemlerin ortadan kaldırılması için geliştirilen aksiyonların çıkış noktasını oluşturmaktadır. İnsanların insanlık dışı muamelelere tabii tutulduğu, örselendiği, asıldığı savaşlar ve kıyımlar; savunmasız olan bu kişilerin korunmasının, kollanmasının önemini ve gereğini ortaya koymuştur.

Bireysel hak ve özgürlük hareketleri sayesinde ülkeler daha kolay incinebilecek olan kişi ve grupları korumakla ilgili bir takım düzenlemeler yapmak zorunda kalmışlardır. Hayatın içinde bu kişilerin eşitliliklerinin ihlal edilmesi kadar sağlık alanında da eşitliliklerinin göz ardı edilmesi kaygısı hep taşınmaktadır. Adil olmaktan özerkliğe, zarar vermemeden mahremiyete kadar etik ilkelerin göz ardı edilmesi ile sorun yaşanma riski yükselmektedir (1, 2).

Tüm etik yaklaşımlar sağlık çalışanlarına, kendi görüşleri doğrultusunda incinebilir kişilerin yararının korunması, zarar görmesinin engellenmesi yönünde sorumluluklar yüklemektedir. İncinmesi daha kolay olan kişilerin haklarını kullanmalarına olanak tanımak, onların fiziksel, psikolojik, ekonomik, hatta sosyal yönden suistimal edilmesini önlemek adına yasal düzenlemeler geliştirilmelidir. Görebilecekleri zararları en aza indirebilmek için; özel eğitimler sağlanmalı, kurumsal sorumluluk kadar bireysel sorumluluk da geliştirilmeli, etik duyarlılık yükseltilmelidir (3).

Özellikle hastalıkları ya da içinde bulundukları durum nedeniyle aydınlatılamayan, gönüllülük bildiremeyecek durumda olan kişiler bu gruba dahildir. Son yıllarda bu kişilerin ait olduğu gruplar (psikiyatri, geriatri, nöroşirurji, anesteziyoloji, pediatri hastaları dahildir) “onam verme yeterliğine sahip olmayanlar” olarak da adlandırılmaktadırlar. Çocuklar bu grubun en başında, hakları öncelikle korunması gereken grubu oluşturmaktadır.  Tüm ulusal, uluslararası etik bildirgeler, örselenebilir bu grupların haklarını merkeze koyar ve korunma önlemlerini açıklar (4, 5).

İncinebilir grup olarak kabul edilen çocuk ve yaşlılar eğer bir de cinsiyetleri kadın ise durumları istismar ve ihmal açısından daha da sıkıntılı bir süreç halini almaktadır (örn; erken evlilikler, çocuk kadınlar). Sağlık alanında kadına ve çocuğa yönelik şiddet konuşulduğunda ilk akla gelen, şiddete uğramış kişiye, ulaşabildikleri sağlık kurumlarında, sağlık çalışanları tarafından nasıl davranıldığı olmaktadır. Şiddete uğramış kişiye sağlık çalışanı yaklaşımı, bu anlayışın ötesinde kimi hassasiyetlerin gözetilmesini gerektirmektedir. Anamnez alırken kullanılan dil, alınacak onam, yapılacak muayenenin şekli, muayene ortamı, empatik iletişimin gerçekleştirilebileceği ortam, sonrasında yapılacak yönlendirme (adli, psikolojik, sosyal) özenle gerçekleştirilmeli ve bu konulardaki doğru tutumlar belirlenmelidir. Standart ölçütlerin belirlenmesi ve gerek eğitimde, gerekse uygulamada kullanılması önem kazanmaktadır.

Sağlık profesyonelleri insan hayatının en yüce değer olduğunun ve bu değerden hiçbir koşulda vazgeçilemeyeceğinin bilinci ile çalışmalıdır. Bu doğrultuda; bireylerin ilgisizlik, deneyimsizlik ve ihmal nedeniyle zarar görmesini önlemeye çalışmalı, uygulamalardaki risklerin farkında olmalı ve riskleri en aza indirgemeli, hastanın uygulamalardan zarar görmesini engellemeli, işkence, insanlık dışı davranışlar ya da aşağılayıcı söz eylem gibi işlemlere katılmamalı ve göz yummamalıdır.

Toplum olarak incinebilir gruplara yönelik örgütlenmeli, özel eğitimler sağlanmalıdır. Medya, sağlık çalışanları, yasa yapıcılar ve yürütücüler, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri, akademisyenler, bilirkişiler, ilgili taraflar olarak “paylaşılan sorumluluk” temelinde üzerlerine düşeni yapmak durumundadırlar. Kurumsal sorumluluklar kadar bireysel sorumluluklarında geliştirilmesi gerekmektedir. Özel eğitimler verip, kurslar düzenleyen, barınma ve gıda yardımında bulunabilecek, ekonomik yönden destek sağlayabilecek Sivil toplum kuruluşları ya da derneklerin kurulması ile sorumluluklar yerine getirilebilecektir.

Sivil toplum kuruluşları ve derneklerin incinebilir grupları koruma kapsamında primer, sekonder ve tersiyer olarak belirlenen aksiyonları alması gerekmektedir.

  • Birincil (primer) korunma kapsamında; sığınmacılara, evsizlere barınak sağlanması, sağlık hizmetleri verilmesi, yoksullara gıda yardımı yapılması, sokakta yaşayan çocuklara barınak, gıda, eğitim imkanı sağlanması, yaşlıların kazalardan korunması için önlem alınması, sağlık eğitimi verilmesi,
  • İkincil (sekonder) korunma kapsamında; cezaevlerinin tüberküloz yönünden taranması, gebelik öncesi TORCH testinin yapılması, uyuşturucu madde kullananlara kan yolu ile bulaşan hastalıklar yönünden taranması, seks işçilerinin CYBH yönünden taranması,
  • Üçüncül (tersiyer) korunma kapsamında ise; öğrenme güçlüğü bulunanların özel eğitime alınması, uyuşturucu madde kullananların, madde kullanımını bıraktıktan sonra rehabilitasyonu, kronik hastalıkların komplikasyonunun önlenmesi, yaşlılarda fiziksel-sosyal rehabilitasyon sağlanması gerekmektedir.

Sessiz çoğunlukların, sesini duyuramayan azınlıkların, sesleri örtülenlerin, ötekileştirilenlerin, sesini duyurma amacı, kadınlar/çocuklar/yaşlılar/engelliler söz konusu olduğunda daha da önem kazanmaktadır. Bizden istedikleri ilgi, şevkat, gülümseme, nezaket… En önemlisi de incinmiş benliklerinin onarılması ve toplumsal kimliklerinin yeniden inşa edilmesi için onları desteklemektir.

KAYNAKLAR 

  1. Ersoy N. Hemşireliğe Etik Yaklaşımlar, Kocaeli Ü. Tıp fakültesi Tıp Tarihi ve Etik AD
  2. Gürdal A.D., Odabaş Z.Y. Kadın ve Miras: Sosyolojik bir Değerlendirme, Folklor/edebiyat, cilt:20, sayı:78, 2014/2
  3. American Academy of Pediatrics Committee on Bioethics: Informed consent, parenatal permission, and assent in pediatric practice, 1995. Pedıatrıcs, 95(2): 314-317.
  4. http://unesco.org.tr/dokumanlar/kitaplar/insanin_savunmasizligi.pdf. Erişim tarihi: 03.02.2018.
  5. http://www.hubam.hacettepe.edu.tr/ekler/pdf/savunmasizlik_calistay/Nuket_Ornek_Buken_Biyoetikte_orselenebilir_gruplar.pdf. Erişim tarihi: 03.02.2018.
  6. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2011/08/20110819-9.htm. Erişim tarihi: 04.02.2018.
  7. http://www.ethica.uib.no/who.pdf. Erişim tarihi: 05.02.2018.
  8. http://data.unaids.org/publications/IRC-pub01/JC072-EthicalCons_en.pdf. Erişim tarihi: 06.02.2018.

Hazırlayan: Yeter Akkuş

Acıbadem Ankara Hastanesi

Eğitim ve Gelişim Hemşiresi

Hazırlanma Tarihi: 14.02.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı İncinebilir Hasta Grupları
Sonraki Yazı Riskli Yolculuklar

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.