Meme Kanserinde Psikososyal Sorunlar ve Başetme

Hastalık yaşamın karanlık yüzüdür ve bizim yaşam rotamızı değiştirir.

Kanser ise bir tanıdan daha fazlasıdır…

Günümüzde kanser, fiziksel yetersizlikler, psikolojik, mesleki ve yaşamsal sorunları içeren, iyileşme ve şiddetlenme dönemleri olan, kısa ve uzun süreli uyum zorlukları yaratan, kronik bir hastalık olarak algılanmaktadır. Kanser belirsizlikler içerir, ağrı, acı çekme, korku, terk edilme, suçluluk ve kaygı duygularını içinde barındırır ve bir yıkım gibi algılanır. Hastalık deneyimi kişiye göre farklı yaşanır ve kişilik yapısı, geçmiş yaşam deneyimleri rol oynar.

Kadın yüzyıllar boyunca varoluşu, çevresiyle iletişimi, üretkenliği ve cinselliği açısından önemli ve değerlidir. Kadın, anneliği ile eş olması ile, cinselliği ile pek çok bakımdan kutsaldır. Bedenin bir bölümünün kaybedilmesi kadında sağlığı ile ilgili birtakım sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kadının sağlığını tehdit eden, ağrılı vücut değişkenliği yaratan hastalıklardan biri de meme kanseridir.

Meme kanseri; benlik saygısını, cinsellik algısını, kişinin narsistik bütünlüğünü tehdit eder. Meme kanseri ve tedavi sürecinde kadının medeni durumu, aile ilişkileri dinamiği, kültürel durumu, değer yargıları, statüsü, mesleki uyumu ve işi psikososyal uyumunu etkiler.

Tedavi süresinde memedeki kitlelerin alınması, memenin bir kısmının alınması ya da memenin tamamının alınması hastaların yaşadığı duygusal sorunları daha da karmaşık hale getirebilir. Fiziksel problemlerin yanı sıra, psikolojik, sosyal, mesleki ve varoluşsal yönden çeşitli yorumlara neden olmaktadır. Ayrıca, meme kaybı ve tedavi etkileri nedeniyle beden imajları değiştiği için ilişki ve cinsel sorunlar da eklenebilir.

Meme kanserli hastaların yaşadığı psikososyal sorunlar

Psikolojik sorunlar: Anksiyete, depresyon, öfke, gelecek kaygısı, umutsuzluk, çaresizlik, kanserin tekarlayacağı korkusu, yaşama isteği, ölüm korkusu.

Beden imajı, benlik algısı ve cinsellikle ilgili sorunlar: Beden imajının bozulması, benlik saygısının azalması, dişilik özelliklerini kaybetme korkusu, erken menapoza girme, hormonal bozulma, cinsel sorunlar.

Fiziksel uyum sorunları: Enerji kaybı, yorgunluk, ağrı, bulantı-kusma, hormonal değişimler, uyku problemleri.

Aile ve sosyal yaşamla ilgili sorunlar: Sosyal geri çekilme, sosyal izolasyon,, rol ve etkide değişiklikler, damgalama (stigma).

Mesleki ve ekononmik sorunlar: Sağlık güvencesinin olmaması, tekrar iş yaşamına gidememe, çalışma aktiviteleri ve önceliklerindeki değişimler, damgalanma, iş ayrımcılığı, ekonomik güçlükler.

Kanser tanı ve tedavisi, multidisipliner yaklaşımla ele alınmalıdır. Meme kanserli kadınların yaşadığı psikososyal sorunlarında bütüncül bir yaklaşım içinde değerlendirilmesi ve bu yönde destekleyici girişimlerde bulunulması son derece önemlidir.

Meme Kanserli Kadınlar İçin Destekleyici Girişimler

Kanserli hastalarda yapılan çalışmalarda da psikososyal girişimlerin semptom yönetiminde, stresle baş etmede ve yaşam kalitesinin artırılmasında olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir.

Kanser multidisipliner bir ekip anlayışı içinde ele alınmsı gereken bir hastalıktır. Bu ekip içinde tüm sağlık profesyonelleri, hastaların yaşadığı psikososyal sorunların çözümünde ve gereksinimlerinin karşılanmasında önemli roller üstlenebilirler. Bu doğrultuda meme kanserli kadınların psikososyal sorunlarına yönelik destekleyici girişimleri planlamada aşağıdaki temel noktalar dikkate alınabilir.

Bilgi verme: Bilgi eksikliği, pek çok meme kanserli kadın tarafından anksiyete ve korku kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Hastalık sürecinde hasta ve ailelerin sağlık profesyonelleriyle iletişim kurmaya gereksinimleri vardır. Tedavi sürecinin her aşamasında ve sonrasında hasta ve hasta yakınlarının gereksinim duydukları konularda bilgilendirilmesi yararlı olacaktır.

Emosyonel destek sağlama: Birçok meme kanserli kadın, ciddi düzeyde anksiyete ve depresyon yaşamaktadır. Hastalık sürecinde kadınların psikososyal sorunlarının ve duygularını ifade etme gereksinimleri vardır. Hastalara yardım etmede dikkat edilmesi gereken önemli noktalardan biri, onların bu süreçte yaşadıkları duyguları anlamaya çalışmaktır. Bu amaçla kadınlara danışmanlık tarzında emosyonel destek verilebilir.

Sosyal destek sağlama: Birçok meme kanserli kadın hastalık sürecinde hem ailelerinin ve akranlarının hem de sağlık profesyonellerinin desteğine gereksinim duymaktadır. Birçok kadın ağrı, beden imajıyla ilgili problemler, cinsel sorunlar ve sosyal izolasyon gibi özel sorunlar konusunda duygularını ifade etme gereksinimi içindedir. Bu doğrultuda hasta ve ailelerinin kendine yardım veya destek gruplarına katılım yönünde cesaretlendirilecek, sosyal destek ağlarınan genişletilmesi sağlanabilir.

Psikososyal Destek ve Hasta Hemşire İlişkisi

Kanser hastalarının tedaviye uyumları, yaşam kalitelerinin artırılması ve prognozlarının iyi olması için psikososyal destek kaçınılmazdır. Psikolojik tedavi girişimleri danışmanlık eğitim veya psikoterapötik yolllarla baş etme davranışını geliştirmek için uygulanan sistematik çabalardır. Kızgınlık, öfke, suçluluk gibi duygu ve tepkilerin serbestçe ifade edilmesini ve hastalıkla ilgili düşüncelerinin anlatılması cesaretlendirmek; psikolojik ve sosyal uyumu sağlayarak yaşam kalitesini artırmak; hasta aile, ve sosyal etkileşim alanları arasındaki ilişkiyi güçlendirmek bu çabalardandır. Kanser hastaları ile çalışan hemşireler onlara ve ailelerine yardım etmek için kendilerinin geliştirmeli, hastaya ve duruma özel yaklaşımları kullanmalıdırlar. Bireylerin geçmiş deneyimlerini, destek kaynaklarını tartışmalı, olumsuz düşünceleri ortaya koyarak genel problem çözme yöntemlerini anlatmalıdırlar.

Hemşirelik uygulamalarında amaç, bireylerin hastalık deneyimleriyle, baş etmelerinde ve yaşantılarından anlam bulmalarında onlara yardım etmektir.

Meme kanseri hastalarının psikososyal uyumlarını artırmaya yönelik hemşirelik girişimleri

Tedavi sonrası dönemde verilen psikososyal tedavilerin amacı; psikolojik morbiditeyi azaltmak ve düzeltmek, uyumu sağlayarak yaşam kalitesini artırmak, anksiyete, depresyon ve diğer psikiyatrik semptomları düzeltmek, tedaviye etkin katılımını sağlamak, hastanın prognoz, tedavi hakkındaki duygu ve tepkilerini serbestçe ifade etmesini sağlamak, hastanın ve ailesinin destek kaynaklarına göre birlikte stratejiler belirlemek, sosyal destek kaynaklarının işlevi ve bunlara nasıl ulaşacağı konusunda bilgi vermek ve hasta, aile ve sosyal etkileşim alanları arasındaki iletişimi güçlendirmek olarak belirtilmektedir.

Kanserde psikolojik tedavi girişimleri danışmanlık, eğitim veya psikoterapik yollarla kanserle baş etme davranışını geliştirmek için uygulanan sistemeatik çabalardır. Kanser hastalarında bilgilendirmeyi de kapsayan ancak psikolojik ve psikoterapik yaklaşımı da içeren danışmanlık, hastanın kendine güvenini ve baş etme yetisini artırırken sıkıntısını ve ruhsal sorunlarını azaltmaktadır. Kanserde psikolojik desteğin amacı, bireyin hastalığı ve hastalığın yol açtığı yaşam sorunlarıyla baş edecek güce gelmesine, hastalık yaşantısından bir anlam çıkarmasına yardımcı olmaktır.

Meme kanseri hastalarına yönelik psikososyal destek girişimleriyle ilgili çalımalar incelendiğinde, emosyonel destek odaklı bireysel görüşmeler, psikoeğitim grupları, destek grupları, bilişsel-davranışçı terapiler, aile terapisi, telefon danışmanığı ya da birkaç müdahalenin etkinliğinin test edilmesi gibi çeşitli girişimlerin uygulandığı ve bu müdahalelerin hastaların depresyon ve anksiyete düzeylerini azaltmada, yaşam kalitelerini artırmada, hastalıkla ilgili bilgi, baş etme ve hastalığa uyum düzetlerini artırmada ve semptom yönetiminde olumlu yönde katkıları olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, meme kanseri hastalarına kendileri gibi meme kanseri deneyimi yaşamış hastaların danışmanlığının da psikososyal destek amaçlı kullanıldığı görülmektedir.

Meme kanseri tanısı ile mastektomi yapılan kadınların ve eşlerinin mastektomiden duygusal olarak zarar gördüğünü, eşlerin birbiri üzerindeki uyumunda mastektominin etkili olduğunu ve mastektomi sonrası eşlerin üstesinden gelmesi gereken problemleri yaşadığı saptanmıştır.

Hasta – Hemşire Etkileşim Sürecinde;

Hastanın algısı: Hastalıkla birlikte, bireyin hastalığıyla ilgili subjektif deneyiminin anlaşılmasını, Sorunun onun açısından “nasıl algılandığının” öğrenilmesini gerektirir.

Aktif dinleme: Bakım veren kişinin hasta için fiziksel ve duygusal olarak gerçekten “orada olmasını” gerektirir. İyi bir göz teması ile size söyleyeceklerini duymaya hazır olduğunuzu belirtmek önemlidir.

Anlama ve kabul: Hak vermek, yandaş olmak “anlamak” değildir. Empati yapılmalı, anlamaya çalışılmalıdır.

Hemşirenin kendiyle ilgili farkındalığı: Hasta davranışlarına karşı kendi reaksiyonlarının farkında olması, hastaların tepkilerini “kişiselleştirmemesi” önemlidir.

Yaptıklarımızın amacı: Hangilerinin hastanın ihtiyaçlarına hizmet ettiğini, hangilerinin kendi ihtiyaçlarımızı karşıladığını ayırt etmeliyiz.

Uğraşı Terapisi: Hastaları bir uğraşa yönlendirmenin hedefi; hastalığı unutturma dikkati dağıtma değildir. Uğraşlarla duygusunu ifade edebilme, üreterek üretkenliğini sürdürme ve benlik değerini koruma hedef olmalı, uğraşlar planlı yapılmalıdır.

Psikolojik tepkiler ve bozukluklar (kaygı, depresyon, öfke), yaşam biçiminde yaptığı değişimler (fiziksel rahatsızlığın, evlilik ilişkisinin ve cinsel yaşamın bozulmanın ve değişen aktivite düzeyinin sonucu olarak), korkular ve endişeler (mastektomi ve ölüm) şeklinde ortaya çıkmaktadır.

Hasta ve Aile Süreçleri

Psikososyal etkiler ile başa çıkmada, tedaviye uyumu kolaylaştırma da en önemlisi İnterdisipliner bir takım halinde çalışmaktır. Hasta ve ailesi takımın bir parçasıdır. Hastanın aile yapısı, kültürel yapısı, yaşı, mesleği, medeni durumu dikkatle incelenmeli, doğru veriler toplanmalı ve yaklaşımlar planlanmalıdır. Kanser hasta kişide olduğu kadar, ailede de krize neden olur. Hasta ve ailedeki ilişkilerde güçlükler ortaya çıkar. Aile ilişkilerindeki bozulma hastalığın denetimini daha da güçleştirir. İlişkilerde dengeli, duyguların serbestçe ifadesine izin veren, çatışmaların az, işbirliğinin fazla olduğu ailelerde hastanın uyumu en iyi olmaktadır.

Aile içi rollerin net olmaması, aşırı koruyuculuğun egemen olduğu, katı ve çatışmaların çözümünü daha da güçleştirmektedir.

Ailenin hastayı ve hastalığı algılayışı hastanın kendisini algılayışını dorudan doğruya etkileyecektir.

Bireysel kimlik gelişimine izin vermeyen, duygu ifadesi ve yaşam problem çözümlerinde başarısız olan, rol karmaşası yaşanan iletişimin yetersiz olduğu, fonksiyonel olmayan ailelerde sorun daha fazladır. O zamana kadar örtülü kalmış olan çatışmalar yüzeye çıkar.

Ailenin bakıma katılımını geliştirme, baş etmenin güçlendirilmesi aile bütünlüğünü geliştirme, aile terapisi, sevk etme, yönlendirme için genel girişimler:

* Ailenin durumu değerlendirmesine yardım ediniz.

* Risk altında olan, kazanılacak ya da kaybedilecek olan nedir? Doğru bilgi vererek ve soruları yanıtlayarak, gerçekçi bir bakış açısına sahip olması için aileyi cesaretlendiriniz (Tercihler, olasılıklar nedir?).

* Evdeki rollerin farkında olması aile bütünlüğünü sürdürmek için öncelikleri belirlemesi ve stresi azaltması için aileye yardım ediniz (Sağlanabilecek yardım nedir?).

* Aileyi gereksinimi olan toplumsal kurumlara ve parasal yardım kaynaklarına yönlendiriniz.

* Aile içi destekleyici ve özel, mahremiyeti koruyucu bir hastane ortamı oluşturunuz.

* Uygun olduğunda, aile üyelerinin güçlü yönlerini onaylayınız/ vurgulayınız. Örneğin: Birbirine çok yakın bir ailesiniz. Annenizin yemek yemesi için ne yapacağınızı biliyorsunuz, kardeşiniz sizinle çok ilgili gibi.

Kadınlık ve beden algısı alt üst olmuş meme kanserli kadının rol karmaşası da eklenince evlilikte çatışmalar ve eşini kaybetme korkusu da eklenmektedir. Kendini yeniden değerlendiren hasta bireylerin, ilişkilerini tekrar gözden geçirdiği ve ayrılıkların en çok bu dönemde olduğu gözlenmektedir.

Bedenine kendisi bile alışamamışken, eşine karşı sorumluluklarını yerine getirememe, beğenilmeme gibi duygulardan dolayı ilişkileri olumsuz etkilenmektedir. Eşine/partnerine çok görev düşmektedir ve mutlaka destek almalıdır.

Hemşire hasta ve eşini iyi gözlemlemeli, elde ettiği veriler doğrultusunda danışmanlık yaparak doktor, psikolog ve terapiste yönlendirmelidir.

*Stres yaratan faktörlerin azaltılması,

*Hasta ve ailesinin destek kaynaklarının arttırılması,

*Olumsuz tutumların ortadan kaldırılması,

*Hasta ve ailesine gereksinimlerin karşılanması,

*Sınırlılıklarla nasıl baş edecekleri öğretilmelidir.

Hastaların klinik psikolog ile destek grublarına katılması sağlanarak, ortak deneyimleri paylaşma yolu ile sorunları ele alma ve eş, aile ile ilgili sorunlara beraber çözüm önerileri bulmaları söz konusu olacaktır.

KAYNAKLAR

  1. Okanlı A. Kadınlarda mastektominin psikososyal etkileri. Uluslararası Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi ISSN: 1303-5134 2004;1-6.
  2. Çalışkan İ, Korkmaz FD. Meme Kanseri cerrahisi geçiren kadınların beden algıları ve eş uyumlarının incelenmesi. Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Dergisi 2017; 33(2):1-15.
  3. Çam O, Gümüş AB. Meme kanserli hastaların psikososyal uyumlarını etkileyen faktörlerin incelenmesi. Meme Sağlığı Dergisi 2009; 5(2): 73-81.
  4. Kayış A. Kanser hastalarında psikososyal bakımda bütünlük. Onkoloji Hemşireliği Semineri, Hemşirelik Haftası Sunumu, Bodrum, 15.05.2015.
  5. Gümüş AB. Meme kanserinde psikososyal sorunlar ve destekleyici girişimler. Meme Sağlığı Dergisi 2006; 2(3): 108-114.
  6. Bahar B. Kanser hastalarına psikososyal yaklaşım. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi 2007; 10(1): 105-111.
  7. Akdeniz EB. Meme kanseri olan evli kadın hastaların eşler arası uyum ve başetme biçimleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. Psikiyatri Hemşireliği Dergisi 2012; 3(2): 53-60.
  8. Işık I. Meme kanseri hastalarında tedavi sonrası dönemde gelişen psikososyal sorunlar ve destekleyici hemşirelik girişimleri. Hemşirelikte Eğitim 2014; 11(3):58-64.
  9. Ülger E, Alacacıoğlu A, Gülseren AŞ, Zencir G, Demir L, Tarhan MO. Kanserde psikososyal sorunlar ve psikososyal onkolojinin önemi. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2014; 28(2):85-92.
  10. Disfonksiyonel Aile İçi Süreçler. NANDA Hemşirelik Tanıları. Edt. Herdman Kamitsuru. Çev. Edi. Acaroğlu R, Kaya H. 2017; Cilt:1, 40-43.

Hazırlayan: Uzm. Hem. Ayşin Kayış

Acıbadem Mehmet Ali Aydınlar Üniversitesi Atakent Hastanesi

Onkoloji Vaka Yönetici Hemşiresi

Hazırlanma Tarihi: 21.09.2018

  • Paylaş

Önceki Yazı Kulağımdaki Sessiz Çığlık
Sonraki Yazı Güçlü Hayatlar

Yorumlar

Yorum Bırak

2020 - Acıbadem Hemşirelik - Tüm Hakları Saklıdır.